Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10545 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8133 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacılar vekili dava dilekçesinde,...köyünde bulunan 116 ve 119 parsellerde ekili olan davacılara ait buğday ile 117 nolu parselde ekili olan mercimeğin, davalı ...’a ait elektrik tellerinden kaynaklı yangın nedeniyle yandığını, somut olayda, müvekkillerinin 7.620,00 TL zararının olduğunun tespit edildiğini belirterek şimdilik 7.620,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili savunmasında, yangının çıkmasında davalı kurumun kusurunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazları kimin kullandığı, ektiği, zilyedinin kim olduğu belirsiz olduğundan ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Borçlar Kanununun 41.maddesinde deyimini bulan zarar, mal varlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim, tazminatın amacı da mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Somut olayda; 06.06.2010 tarihli olay yeri görgü ve tespit tutanağında, ...- ...'ya (davacılara) ait 70 dönüm buğday tarlasının tamamen yandığının tespit edildiğinin belirtildiği ve mahkemece dinlenen davacı tanıklarından ...'in, yangında zarar görenlerin ...., ...ve ... (davacılar) olduğunu arazilerin ekili olduğunu ve hazine arazilerini...'lar ile ...'in ekmekte olduğunu beyan ettiği ancak tanık beyanının muğlak olup, net ifadeler içermediği görülmektedir. O halde mahkemece, davacıların davasını ispatlamasına yönelik dinletilen davacı tanıklarından ...'in yeniden tanık sıfatı ile dinlenip dava konusu edilen taşınmazların kim tarafından ne surette tasarruf edildiği hususlarının tespit edilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 19.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.