Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10528 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2077 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 09/12/2014NUMARASI : 2014/717-2014/1579Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalının boşanmaları neticesinde tarafların müşterek çocukları için hüküm altına alınan aylık 1000 TL iştirak nafakasının 3000 TL'ye; davacı lehine hüküm altına alınan aylık 2000 TL yoksulluk nafakasının ise 3500 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talep ettiği nafaka artış miktarının fahiş olduğunu, boşanma davasından sonra müvekkilinin ekonomik durumunda bu oranda bir artış meydana gelmediğini, ayrıca davacının çalışabilecek durumda olmasına karşın çalışmadığını, müvekkili davalının, davacının yaşam seviyesini yükseltmek gibi bir yükümlülüğü olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, müşterek çocuğun ihtiyaçları ve davalının gelirinde meydana gelen artış nazara alınarak davanın kısmen kabulü ile müşterek çocuk için boşanma neticesinde hükmedilen aylık 1000 TL iştirak nafakasının 1500,00 TL'ye; davacı lehine hükmedilen aylık 2000 TL'lik yoksulluk nafakasının ise 3000 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delilerle kanuni gerektirici sebeplere,delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.TMK.nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır.Somut olayda; tarafların ekonomik ve sosyal durumlarında boşanma davasından sonra olağanüstü bir değişiklik olduğu ileri sürülmemiştir.O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yüksek nafaka takdiri doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.