Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10492 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7348 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL 8. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/05/2013NUMARASI : 2012/344-2013/328Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili,dava dilekçesi ile; davacının, davalıdan 65.000 USD borç para aldığını,bu borcun teminatı olarak da evinin tapusunu davalıya devrettiğini; davacının, bu evde kiracı olarak oturmaya başladığını; davalının, ödenmeyen kira bedelleri için icra takibi yaptığını; davacının, icra dosyasına 7.726.00.- TL ödediğini dava açarak davaya konu taşınmazın davalı adına olan tapu kaydını iptal ettirdiğini yerin, davacı adına tescil edildiğini; geçmiş dönemde kiracı sıfatı ile kira ödemesinin yasal olmadığını ileri sürerek; 7.726.00.- TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; davalının, taşınmazın maliki olduğu dönemde, yeri, davacıya kiraya verdiğini; kira sözleşmesinin yapıldığını, kira bedelleri ödenmeyince de icra takibinin yapıldığını belirterek; haksız açılan davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kabulüne,7.726.00.- TL'nin 21/08/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dava; sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak istemine ilişkindir.Sebepsiz zenginleşme için, bir taraf zenginleşirken diğer tarafın fakirleşmesi, zenginleşme ile fakirleşme arasında nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.Sebepsiz zenginleşmeden söz edebilmek için, öncelikle, davalının mal varlığında bir çoğalmanın meydana gelmesi gerekir. Bu zenginleşme, mal varlığının artması şeklinde olabileceği gibi, azalmasının önlenmesi şeklinde de olabilir. Zenginleşmenin miktarı, istenebilecek alacağın da üst sınırını oluşturur.Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan, tahakkuk etmemiş veya varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hata sonucu verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.Dosyadaki belgelerden, taraflar arasında teminat protokolü yapıldığı; davacının, davalıdan 65.000 USD borç para aldığı,karşılığında teminat olarak davaya konu taşınmazı devrettiği; taşınmazın tapu kaydından 11/12/2003 tarihinde davalı adına devrinin yapıldığı; davacının davalıya devrettiği kendi evinde yaşamaya devam ettiği,taraflar arasında 14/04/2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin yapıldığı,davacının kiracı, davalının kiraya veren olduğu,kira bedelinin 500.00.- TL olduğu; davalının, 23/05/2007 tarihinde 2007 yılının 4. ve 5. ayları ile muaccel olan 10 aylık kira bedeli için icra takibi yaptığı; borçlu kiracının, (davacı) 21/08/2008 tarihinde icra dosyasına 7.726.00.- TL ödeme yaptığı; davacının, davalıya 30/06/2009 tarihinde tapu iptali ve tescil davası açtığı, teminat protokolünde belirtilen 65.000 USD nin Türk Lirasına çevrilmesinden ve davacı tarafından bu bedelin mahkeme veznesine ödenmesinden sonra davanın kabul edildiği,anılan bu kararın 23/05/2010 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, davaya konu taşınmazın mülkiyetinin 11/12/2003 tarihinden itibaren davalıya ait olduğu,taraflar arasında yapılan kira sözleşmesinin geçerli olduğu,imzaların inkar edilmediği, kiraya veren alacaklının (davalı) 2007 yılının 4. ve 5. aylarına ait ve muaccel olan 10 aylık kira bedeli için icra takibi yaptığı konuları uyuşmazlık konusu değildir.Somut olayda; davalının, taşınmazın maliki olduğu dönemin 11/12/2003 ila 23/05/2010 tarihleri arası olduğu; kira sözleşmesinin 14/04/2007 tarihinde yapıldığı,icra takibinin ise; 23/05/2007 tarihinde, 2007 yılının 4. ve 5. ayları ile muaccel olan 10 aylık kira bedeli için yapıldığı; borçlu kiracının (davacı), taşınmazı 20/05/2008 tarihinde tahliye ettiği,icra borcunu da 21/08/2008 tarihinde ödediği anlaşılmaktadır.Bu durumda, davalı, kendine ait evini davacıya kiraya vermiş ve davacı kira bedellerini ödemeyince de icra takibi yaparak kira bedeli alacağına kavuşmuş bulunmaktadır. Diğer bir anlatımla, davalı, davacı aleyhine sebepsiz zenginleşen kişi konumunda değildir. Zira, somut olayda, davacı, davalının evinde oturmuş, kira bedellerini de yapılan icra takibi sonunda ödemiştir. O halde, davacı yararına sebepsiz zenginleşme koşulları oluşmamıştır.Mahkemece, açıklanan nedenlerle, davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yasal olmayan gerekçeler ile davanın kabul edilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir . SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.