Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10463 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3748 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : ANTALYA 7. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 10/10/2013NUMARASI : 2013/137-2013/815Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davada; müşterek çocuk için ödenmekte olan aylık 250 TL iştirak nafakasının yetersiz kaldığı ileri sürülerek; aylık 500 TL'ye yükseltilmesi talep edilmiştir.Davalı cevabında ve karşı davasında; iştirak nafakasının artırılması davasının reddine karar verilmesini savunmuş, karşı davasında ise davacının yoksulluk durumunun ortadan kalktığı gerekçesiyle yoksulluk nafakasının kaldırılmasını dava ve talep etmiştir.Mahkemece; asıl davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının aylık 350 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl TEFE oranında artırılmasına, karşı davanın ise; karşı dava harcının yatırılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş, hüküm davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiştir..Mahkemece; kısa kararda; davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının aylık 350 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl TEFE oranında artırılmasına karar verilmiştir. Gerekçeli kararda ise; asıl davanın kısmen kabulü ile iştirak nafakasının aylık 350 TL'ye yükseltilmesine, nafakanın her yıl TEFE oranında artırılmasına, karşı davanın ise; karşı dava harcının yatırılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Kısa kararda; karşı dava hakkında hüküm oluşturulmadığı halde, gerekçeli kararda karşı dava harcının yatırılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Bu suretle, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmıştır.10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas 1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması hali bozma nedeni oluşturmaktadır.Anılan içtihadı birleştirme kararı gereğince, kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmelidir.Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.