Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10457 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2108 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : GAZİOSMANPAŞA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 12/02/2013NUMARASI : 2008/488-2013/42Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının davacının 4323208-4323207-4323210 nolu elektrik tesisatının abonesi olduğunu, davalının hakkında tahakkuk ettirilen elektrik bedelini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla icra takibine geçildiğini, davalının icra takibine itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, %40 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; dava konusu taşınmazdaki dairelerin 3. şahıslarca işgal edildiği, davacının elektrik bedellerini fiilen kullanan kişilerden istemesi gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece; bilgisine başvurulan bilirkişiden alınan 25/12/2011 tarihli raporda; davacının yönetmelik gereği faturalar ödenmediği hâlde elektriği kesmemesinin kendisi açısından %25 kusur oluşturduğu, davalının ise faturaları zamanında ödememesinin kendisi açısından %75 kusur oluşturacağı davacının elektriği kesme süresinin 3.faturanın son okuma tarihi olarak kabulü ile 3.faturadan dolayı asıl alacak, gecikme zammı ve gecikme zammı KDV'sinden kusur indirimi yapılarak, esas takip tutarının 9.017,57 TL olması gerektiğini bildirmiştir.Mahalli mahkemece de bu rapora itibar edilerek, davacı tarafından davalı aleyhine açılmış olan itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile 9.018 TL asıl alacağın, takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte Gaziosmanpaşa 2.İcra Müdürlüğü'nün 2002/3763 sayılı takip dosyasındaki itirazın iptaline, asıl alacak olan 9018 TL'nin %40 'ı olan 3607,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık; aboneliği iptal ettirmedikçe abonenin kullandığı elektrik bedelinden sorumlu olup olmayacağı ve zamanında ödenmeyen elektrik faturalarından dolayı tarife ve yönetmelik hükümleri gereğince davacının elektriği kesmesi gerekirken kesmemesinin, dolayısıyla davacının müterafik kusuru nedeniyle ana tüketim bedelinden indirim yapılıp yapılmayacağı noktasında toplanmaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu abonenin sorumluğunun hüküm altına alındığı 2013/13-492 Esas- 505 Karar, 2008/19-174 Esas, 199 Karar sayılı ilamları ile; “abonenin aboneliğini iptal ettirmediği sürece sorumluluğunun devam edeceği benimsenmiştir”.Taraflar arasındaki uyuşmazlığı giderecek meri mevzuat hükümlerinin incelenmesinde yarar vardır.09/11/1995 tarih, 22458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 26.maddesine göre; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği, 38. maddeye göre idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu, 50.maddeye göre fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde 20 gün içerisinde Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, “bu tebligattan sonra fatura bedeli 10 gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir” hükmü getirilmiştir.25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24.maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir. 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az 5 iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum 2 gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır. HMK.nun 30.maddesine göre; yargılamaya hâkim olan ilkelerinden birisi de usul ekonomisi ilkesidir.Somut olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davalıya karşı müteselsilen sorumludur. Davacının 25/9/2000-7/1/2002 tarihleri arasındaki (35) adet elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik ve sözleşme gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalı açısından (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammından veya faizden davacının müterafik kusuru nedeniyle indirimi gerektirir. İcra inkâr tazminatı açısından ise; icra inkâr tazminatı, asıl alacak bakımından söz konusu olur. Asıl alacak dışında icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamaları da bu yöndedir. (Hukuk Genel Kurulunun 2003/15-404 Esas, 2003/381 Karar, 2010/9-424 Esas, 2010/511 Karar, 2012/9-1682 Esas, 2012/1014 Karar sayılı ilamları)Hâl böyle olunca; mahkemece yapılacak iş dosyanın başka bir bilirkişiye tevdi ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifeleri ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükarda sorumlu olduğu, Yönetmelik, tarife ve taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince (borç ödenmemesi nedeniyle) elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun tamamının hesap edilmesi (gecikme zammı veya faiz dahil), bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin (kendisi için) müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davalı açısından gecikme zammından veya faizden indirim sağlayacağı nazara alınarak bilirkişiden rapor alınmak suretiyle ve alacak da faturaya dayalı likit bir alacak olduğundan icra inkâr tazminatına asıl (esas) alacak üzerinden hükmedilmesi gerektiği nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.