Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10446 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8419 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TİCARET) MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacılar vekili dilekçesi ile; müvekkillerinin murisi ...'in davalı bankadan (2007 tarihinde 120 ay vadeli, 40.000 TL bedelli) konut kredisi aldığını, kredi borçlusu murisin 04.02.2011 tarihinde vefat etmesi nedeniyle, Hayat Sigortasından ölüm tazminatı ödendiğini; davalı bankanın, bu paradan borcu mahsup ettikten sonra, bakiyesini mirasçılara ödemesi gerekirken ödemediğini iddia ederek; 10.000 TL'nin avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Hayat Sigortası bedeli olarak 34.463,83 TL ödendiğini, murisin borcu 32.043,30 TL ana para ve gecikme faizi düşüldükten sonra, bakiyesi 313,78 TL'nin hesapta bırakıldığını; davacıların iddialarının doğru olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; "....davalı bankanın sözleşmeye aykırı herhangi bir işlem yapmadığı, kredi borcunu sigortadan karşılayarak kalan 313,78 TL'nin ... hesabına yatırıldığı, davacı tarafın belirttiği gibi bir sebepsiz zenginleşmenin söz konusu olmadığı anlaşılmış ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur" gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, davalı banka yazısında; sigortadan ödenen vefat tazminatının 34.512,81 TL, kredi borçlusunun borcunun ise 32.043,30 TL ana para olduğu belirtildikten ve mahsup işlemi yapıldıktan sonra bakiyesinin 313,78 TL olduğu ifade edilmiştir. Bundan ayrı taksitlerde gecikme bulunduğundan, faizinin de mahsup edildiği belirtilmiş, ayrıntısı izah edilmemiştir.Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınıp, oluşacak sonuç dairesinde hüküm kurmak olmalıdır. Yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 18.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.