Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10437 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2325 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KEMER SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/12/2012NUMARASI : 2011/220-2012/264Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili dava dilekçesinde; borcu nedeniyle davalı aleyhine Kemer İcra Müdürlüğünün 2009/2014 Esas sayılı icra takip sayılı dosyasında icra takibi başlattıklarını, ancak borçlunun borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, sözkonusu takibin abonelikten kullanılan elektrik borcunun ödenmemesinden kaynaklandığını belirterek; takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %40 icra inkâr tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; borcun zamanaşımına uğradığını, esas yönünden ise; yasal dayanağı bulunmamasına rağmen işletilen gecikme zammının haksız olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece; 12/03/2011 tarihli bilirkişi raporuna dayanılarak, 1.944,24 TL asıl alacak, 9.016,23 TL gecikme zammı ve 1.622,92 TL KDV üzerinden takibin iptali ile devamına, hüküm altına alınan alacağın %40'ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; abonenin sarfettiği elektrik bedelinin zamanında ödenmemesi nedeniyle tarife ve yönetmelik hükümleri gereğince davacının elektriği kesmesi gerekirken, kesmemesi nedeniyle davalının ana tüketim bedeline ilave edilen gecikme zammı veya faizden sorumlu olup olmayacağı noktasında toplanmaktadır. Bu noktada, elektrik tüketimine esas faturaların ödenmemesi hâlinde dağıtım şirketinin elektriği kesip kesmemesi husundaki meri mevzuata göz atmakta yarar vardır;09/11/1995 tarih, 22458 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Tarifeleri Yönetmeliğinin 26.maddesine göre; aboneliğinin başlangıç tarihinin sözleşmenin yürürlüğe girdiği tarih olduğu, başka bir yere taşınacak abonenin taşınma tarihinden en az bir hafta önce şirkete yazılı olarak başvurarak sayaç değerinin okunmasını istemek zorunda olduğu, bir hafta içinde sayaç değeri belirlenmediği takdirde abonenin bildiriminin esas kabul edileceği, 38. maddeye göre idarenin faturalama dönemlerinde abone sayacının kaydettiği değeri mahallinde ve zamanında okuyarak faturalamaya esas olacak şekilde kayda geçirilmesinin esas olduğu, 50.maddeye göre fatura bedeli son ödeme tarihine kadar ödenmediği takdirde (20) gün içerisinde Tebligat Kanunu hükümlerine göre tebligat yapılacağı, “bu tebligattan sonra fatura bedeli (10) gün içinde ödenmediği takdirde abonenin elektriği kesilir” hükmü getirilmiştir.25/09/2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24.maddesine göre; zamanında ödenmeyen borçlar başlığı altında “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilebilir” şeklindedir. 01/03/2003 tarihinde yürürlüğe giren ve 30/12/2012 tarihli 28513 sayılı Resmî Gazete ile 24/2.maddesindeki “kesilebilir” ibaresi “kesilir” şeklinde değiştirilen Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 24/2.maddesine göre, “müşterinin perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında öngörülen ödemeleri zamanında yapmaması hâlinde nihai tüketicilere enerji tedarik eden lisans sahibi şirketlerin bildirimi üzerine en az (5) iş günü içerisinde dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından elektriği kesilir” söz konusu durum (2) gün içerisinde dağıtım şirketi tarafından ilgili tedarikçiye bildirilir.09/11/1995 tarihli Elektrik Tarifeleri Yönetmeliği ve 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri gereğince zamanında ödenmeyen faturalardan dolayı elektriğin kesilmesinin amir hüküm olduğu anlaşılmaktadır.Somut olayda; davalı, davacının elektrik abonesidir. Davalı aboneliği iptal ettirmedikçe abonelik üzerinden tüketilen normal veya kaçak enerji bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte davalıya karşı müteselsilen sorumludur. Davacının 22/01/2001-21/04/2006 tarihleri arasındaki elektrik tüketim bedeline esas faturaların ödenmemesine rağmen yönetmelik gereği elektriği kesmemesi davacı açısından müterafik kusur teşkil etse de bu kusur tüketilen enerji bedelinin aslından davalının beraatını gerektirmeyeceği gibi (tüketim bedeli olan ana borçtan) hukukî sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Olsa olsa davalı açısından (normal tüketim bedeli dışında) gecikme zammından veya faizden davacının müterafik kusuru nedeniyle indirimi (%50) gerektirir. Mahkemece de itibar edilen bilirkişi raporunda ise; 6183 sayılı Yasada belirlenen oranlar dikkate alınarak 9.016,23 TL gecikme zammı hesaplanmıştır. Ne var ki; 01/03/2003 tarihli Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin Zamanında Ödenmeyen Borçlar Başlıklı 24.maddesinde “Zamanında ödenmeyen borçların tahsiline ilişkin hususlar; perakende satış sözleşmesi veya ikili anlaşmalar kapsamında düzenlenir” hükmü yer almaktadır. O hâlde, taraflar arasında imzalanan 23//03/1995 tarihli Enerji Satış Sözleşmesinde bu konuda (gecikme zammı hususunda) hüküm bulunmamaktadır. Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulaması, gecikme zammı sözleşmede hüküm altına alınmamışsa ancak faiz (tarafların sıfatına göre reeskont veya yasal faiz) istenebilir. Taraflar arasındaki sözleşmede gecikme zammına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından davacı davalıdan ancak reeskont faizi isteyebilir.Bundan ayrı, Mahkemece; hüküm altına alınan alacağın %40'ı oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmişse de; icra inkâr tazminatı asıl alacak bakımından söz konusu olur. Asıl alacak dışında işlemiş faiz yönünden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi mümkün değildir. Dairemizin ve Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş uygulamaları da bu yöndedir. (Hukuk Genel Kurulunun 2003/15-404 Esas, 2003/381 Karar, 2010/9-424 Esas, 2010/511 Karar, 2012/9-1682 Esas, 2012/1014 Karar sayılı ilamları)Hâl böyle olunca; mahkemece yapılacak iş dosyanın yeniden bilirkişiye tevdi ile dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan Elektrik Tarifeleri ve taraflar arasında imzalanan sözleşmenin (varsa) ilgili maddeleri uyarınca; davalının normal tüketim bedelinin aslından (ana borçtan) her halükârda sorumlu olduğu gözetilerek, Yönetmelik, tarife ve taraflar arasında imzalanan 23/05/1995 tarihli sözleşme gereğince (borç ödenmemesi nedeniyle) elektriğin kesilmesi gereken tarihin belirlenmesi, bu tarihe kadar olan borcun gecikme zammı veya faiz dahil hesap edilmesi, bu tarihten sonraki dönem için ise davacının elektriği kesmemesinin (kendisi için) müterafik kusur teşkil edeceği ve bununda ancak davalı açısından gecikme zammından veya faizden indirim (%50) sağlayacağı ve yukarıda açıklanan ilke ve esaslarda nazara alınarak bilirkişiden yeniden rapor alınmak suretiyle ve alacak da faturaya dayalı likit bir alacak olduğundan icra inkâr tazminatına asıl (esas) alacak üzerinden hükmedilmesi gerektiği nazara alınarak bir karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.