Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10414 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2712 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : FOÇA ASLİYE HUKUK(AİLE) MAHKEMESİTARİHİ : 09/07/2014NUMARASI : 2013/154-2014/181Taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili, tarafların Bakırköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1999/108 Esas 2000/190 sayılı kararı ile boşandığını, tarafların müşterek çocuğu küçük E... Ö... C...'ın velayetinin davacıya bırakıldığını 30,00 TL nafaka bağlandığını, nafakanın artan masraflar karşısında yetersiz olduğunu belirterek 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı cevap dilekçesinde özetle; 30 TL olan nafaka borcunu her ay 250 TL olarak ödediğini, bu durumun davacının banka kayıtlarından da anlaşılabileceğini, 650 TL maaş aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, tarafların müşterek çocuğu E... Ö.... için belirlenen iştirak nafakasının dava tarihinden itibaren aylık 150,00 TL'ye yükseltilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, iştirak nafakasının artırılması talebine ilişkindir.TMK.'nın 182/2.maddesinde; velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu hükme bağlanmıştır.Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğunun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Diğer taraftan, iştirak nafakası belirlenirken ana ve babanın ekonomik durumları gözönünde tutulmakla birlikte velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olağan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Mahkemece, nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanında, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir.Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelerden tarafların 2000 yılında boşandığı, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuğun velayetinin davacı anneye verildiği, davacının restorant işletmeciliği yaptığı, 1.275,00 TL gelirinin olduğu, 500 TL kira ödediği, aracının olduğu,davalının gece bekçisi olarak çalıştığı,650 TL maaş aldığı, babasına ait evde oturduğu anlaşılmaktadır.Davalı iştirak nafakasını 250 TL olarak ödediğini beyan ettiğine göre bu miktardan daha düşük nafakaya hükmedilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.