Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10407 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6890 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ESPİYE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/02/2014NUMARASI : 2013/118-2014/55Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, muris F... A...'nun 27/03/2008 tarihinde vefat ettiğini, Espiye Noterliği'nin 25/03/2002 tarih ve ... yevmiye numaralı vasiyetnamesinin Espiye Sulh Hukuk Hakimliği'nin 24/02/2009 tarih ve 2008/154 Esas-2009/70 Karar sayılı kararıyla açılarak okunduğunu, vasiyetnamenin açılmasından sonra davalılardan herhangi biri tarafından dava açılmadığını, vasiyetnamenin kesinleştiğini, bu itibarla lehine bulunan muayyen mal vasiyetinden payına düşen miktarı alabilmesi için vasiyetnamenin tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf; murisin Espiye Noterliği'nin 30 Mayıs 2002 tarih ... yevmiye nolu ihtarnamesi vasiyetnameden rücu ettiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece; muris F... A.. tarafından davacıya gönderilen Espiye Noterliği'nin 30.05.2002 tarih ve 1205 tarihli ihtarnamesi ile murisin davacı lehine yapmış olduğu sözleşmelerde iradesinin sakatlandığı gerekçesi ile rücu ettiğini beyan ettiği, ihtarnamenin 03.06.2002 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, söz konusu ihtarname ile murisin dava konusu vasiyetnameden rücu ettiği belirtilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Uyuşmazlık; ortada infazı mümkün ve geçerli bir vasiyetnamenin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Bilindiği üzere vasiyet, miras bırakanın mirasçı naspı söz konusu olmaksızın, bir kimseye bir malvarlığı menfaati kazandırdığı ölüme bağlı tasarruftur. Vasiyet bir üçüncü kişiye yapılabileceği gibi, yasal mirasçıya da yapılabilir.(TMK. m.517) Vasiyetin konusu, mirasbırakanın üçüncü kişiye veya yasal mirasçıya bir malın verilmesi olabileceği gibi, bir alacak hakkı, borçtan kurtarma veya bir intifa hakkı tanınması şeklinde de olabilir. Miras bırakan, ölümüne kadar her zaman vasiyetnameden dönebilir. Vasiyetnamenin yazılı, resmi ve sözlü vasiyetname gibi türleri bulunmaktadır. Somut olayda, bir resmi vasiyetname söz konusudur. Bazı durumların gerçekleşmesi vasiyetnamenin yürürlüğe girmesine mani olur. Vasiyetnameden sonra gerçekleşen bir ölüme bağlı tasarrufla (TMK.m. 542), vasiyetnamenin miras bırakan tarafından yırtılarak, yakılarak, okunmayacak şekilde karalanarak, imzası silinerek veya başka bir şekilde yok edilmesi ile (TMK. m. 543/1) miras bırakanın önceki vasiyetnameden rücu ettiğini bildirmeden, yasada öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yapmasıyla (TMK. m. 544), miras bırakanın vasiyetname ile bağdaşmayacak sağlararası tasarrufta bulunmasıyla (TMK.m. 544/2), kaza sonucu veya üçüncü bir kişinin kusuru ile vasiyetnamenin yok olması ile (TMK. m. 543/2) veya sözlü vasiyetnamenin yapılmasından sonra diğer şekillerde vasiyetname yapma olanağının doğması ve bunun üzerinden bir aylık sürenin geçmesi ile bu vasiyetnamenin uygulama imkânı ortadan kalkar.Somut olayda, miras bırakan tarafından düzenlenen 25/03/2002 tarihli vasiyetname, 4721 sayılı Medeni Kanun'un 532 ve devam maddelerine göre yapılmış resmi bir vasiyetnamedir. Miras bırakan önceki vasiyetnameden rücu ettiğini bildirmeden, yasada öngörülen şekillerden birine uymak suretiyle yeni bir vasiyetname yapmasıyla vasiyetnameden dönebilir. Murisin davacıya gönderdiği Espiye Noterliği'nin 30 Mayıs 2002 tarih 1205 yevmiye nolu ihtarnamesi vasiyetname olarak değerlendirilemeyeceğinden, Espiye Noterliği'nin 25/03/2002 tarih ve 689 yevmiye numaralı vasiyetnamesinden dönüldüğünden bahsedilemez.Hal böyle olunca, vasiyetnamenin geçerli olduğu dikkate alınarak yapılacak yargılama neticesinde hasıl olacak sonuca göre bir karar verilemesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.