MAHKEMESİ : KONYA 1. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 30/12/2014NUMARASI : 2014/699-2014/1010Taraflar arasındaki iştirak nafakasının arttırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili; tarafların 16.10.2012 tarihinde boşandıklarını, müşterek çocuklar B... T... ve R... E....'nin velayetlerinin annelerine verilerek her bir çocuk lehine aylık 200,00'er TL iştirak nafakasına hükmolunduğunu, aradan geçen zamanda çocukların ihtiyaçlarının arttığını belirterek, her bir çocuk lehine hükmedilen aylık 200,00'er TL iştirak nafakasının aylık 800,00'er TL'ye çıkartılmasını ve hükmedilen nafakanın gelecek yıllarda TEFE artış oranında artırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; davalının avukatlık yaparken hakimliğe atandığını, banka kredisi ödemekte olduğunu, öğretmen evinde kaldığını, talep edilen nafakayı ödemesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile birlikte müşterek çocuklar B... T...ve R... E... lehine ayrı ayrı 200,00 TL olarak belirlenen iştirak nafakalarının dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve her ay ödenmek üzere her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 400,00' er TL olarak belirlenmesine ve bu nafakanın takip eden yıllarda yıllık Üretici Fiyat Endeksi(ÜFE) oranında arttırılarak devamına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, iştirak nafakasının arttırılması istemine ilişkindir.Temyize konu uyuşmazlık; iştirak nafakasının her bir çocuk için aylık 400,00'er TL olarak belirlenmesinin hakkaniyete uygun olup olmadığı ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamada yeterli olup olamayacağı noktasında toplanmaktadır. TMK'nın 331. maddesi gereğince durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler.Mahkemece iradın arttırılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi ya da hakkaniyetin artırımı gerektirmesi gerekmektedir.Boşanma kararı ile velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.(TMK m.182) Anne ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder.(TMK m.328/1) Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Ayrıca nafakanın takdirinde birlik devam ederken çocuğun alıştığı yaşam şeklide dikkate alınır.Diğer taraftan nafaka miktarı belirlenirken, velayet hakkı kendisine tevdi olunmuş tarafın, bu görev nedeniyle emeğinin ve yüklendiği sorumlulukların karşılığı olan harcamaların da dikkate alınması zorunludur.Somut olayda; tarafların 16.10.2012 tarihinde boşandıkları, boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuklar 04.05.2004 doğumlu B... T... ve 14.11.2005 doğumlu R... E...'nin velayetlerinin davacı annelerine verildiği ve çocukların her biri lehine aylık 200,00'er TL iştirak nafakasına hükmedildiği, her iki çocuğun da özel okulda eğitim aldığı, çocuklardan R... E...'nin yıllık okul ücretinin 7.439,00 TL, B... T...'ın yıllık okul ücretinin 8.294,00 TL olduğu, davacının hemşire olduğu ve aylık gelirinin 2.700,00 TL olduğu, aylık 1.200,00 TL ev kredisi ödediği; davalının ise boşandığında avukat dava tarihinde hakim olduğu, aylık 4.327,25 TL geliri bulunduğu, öğretmenevinde kaldığı, aylık 450,00 TL konaklama gideri olduğu, aylık 1.311,92 TL tüketici kredisi ödediği anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, çocukların yaşına, eğitim durumlarına ve ihtiyaç durumlarına göre, mahkemece her bir çocuk lehine takdir edilen aylık 400,00'er TL iştirak nafakası miktarı düşüktür. Bu nedenle mahkemece, müşterek çocukların ihtiyaçlarındaki değişim ve davalının gelir durumu gözetilerek Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesine uygun bir iştirak nafakası takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde düşük nafaka takdiri doğru görülmemiş olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.