Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10369 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17459 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 20/05/2014NUMARASI : 2013/445-2014/289Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; davacıya ait Çilibük mevkiindeki taşınmaz ve çevresinde 20.08.2012 tarihinde davalıya ait elektrik tellerinden çıkan kıvılcım nedeniyle yangın meydana geldiğini, müvekkilinin bahçesindeki ağaçların, boru ve damlama sulama hortumunun tamamen yandığını, 2012/199 D.İş dosyası ile zararının belirlendiğini, bu nedenle 29.590 TL bahçedeki zarar ve 1000 TL eski hale getirme bedelinin olay tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; Çilibük mevkiinde yangın çıktığını ancak, yangının elektrik tellerinden çıktığının asılsız olduğunu, D.İş tespit raporuna itiraz ettiklerini, raporun kendi içinde çelişkili ve olasılıklar üzerine kurulu olduğunu, talebin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; meydana gelen yangının aynı tarihte kolluk tarafından tutulan tutanağa göre, elektrik kablolarının ısınarak ateş kıvılcımı çıkartmasından meydana geldiği yönündeki tespit, yine savcılık dosyasında ve iş bu dosyada keşifte dinlenen tanık beyanları, olay tarihinde orman muhafaza memuru tarafından tutulan suç tutanağı içeriğine göre, yangının elektrik tellerinden meydana geldiğinin anlaşıldığı gerekçe gösterilerek, davanın kısmen kabulü ile 21.705.50 TL tazminatı olay tarihinden itibaren faiziyle birlikte davanın tahsiline hükmedilmiştir.Hükmü, davalı vekili temyiz etmektedir.Somut olayda, mahkemece yapılan keşifte dinlenen tanıklardan hiçbirinin olayın nasıl meydana geldiğine dair görgüye dayalı bilgisi bulunmayıp, olay yerine geldiklerinde yangının çıktığını beyan etmişlerdir. Jandarma tarafından tanzim edilen tutanakta "yaz aylarında aşırı sıcaklık nedeniyle elektrik tellerinin sarktığı, evlerde ve bahçelerde elektrikli su pompalarının yoğun kullanıldığından, yangının aşırı yüklenme sonucunda elektrik kablolarının ısınarak ateş kıvılcımı çıkararak yangına sebebiyet verdiğinin değerlendirildiği, yangının çıkış noktası olan yerde bulunan sera arkasından kıvılcım yükseldiğinin vatandaşlarca beyan edildiği" tespiti mevcuttur. Orman muhafaza memurunun 20/08/2012 tarihli tutanağında ise; "orman yangınının kontrol altına alındığı, jandarma ekipleri ile yapılan kontrollerde elektrik tellerinin kopmuş olduğu, yangının elektrik tellerinin kıvılcım atması sonucu meydana geldiğinin" tespit edildiğine yöneliktir. Her iki tutanakta elektrik konusunda uzman olmayan görevlilerce tanzim edilmiştir. Kanunda aksini emretmedikçe, iki taraftan herbiri iddiasını ispat ile yükümlüdür. (MK. md.6)Olayımızda ispat yükü, yangının elektrik tellerinden çıktığını ve ağaçlarının zarar gördüğünü iddia eden davacı taraftadır. Belirtilen ispat yükünün yerine getirilmesinden sonra ise kusursuz olduğunu savunan davalının "kusursuz sorumluluk ilkesi" gereğince sorumlu olmasına göre, uyuşmazlık çözülecektir. Bu durum karşısında mahkemece, öncelikle açıklanan koşullarda meydana gelen yangının çıkış sebebi, davalıya ait elektrik tellerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerekir. Yargılama esnasında bu hususta bilirkişi incelemesi yaptırılmamış, zarara ilişkin zirai bilirkişi raporu alınması ile yetinilmiştir.O halde, mahkemece yapılacak iş; dosyada mevcut tutanak içerikleri ile ilgili ve deliller, savcılık soruşturma evrakı değerlendirilmek ve yangının çıkış sebebi saptanmak üzere dosya konusunda uzman elektrik mühendisi bilirkişiye tedi edilerek, Yargıtay denetimine uygun rapor alınmak, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.