MAHKEMESİ : İSTANBUL 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 15/04/2014NUMARASI : 2012/527-2014/184Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkili olan davacının, davalı tarafından kendisine gönderilen faturaları, banka otomatik ödeme talimatıyla düzenli ödediğini, 2012/Ocak ayı faturasının 30.000 TL üzerinde bir tutar olması nedeniyle itiraz edildiğini, itirazdan 5 ay sonra, birikmiş (15.07.2011-11.04.2012) borcu olduğu iddiasıyla 76.421 TL tutarında fatura gönderildiğini, müvekkili apartmanın yıllarca 1500 TL civarında fatura ödediğini, davaya konu faturaya göre aylık ortalama 10.000 TL tutarlı su harcaması çıktığını böyle bir tüketim mümkün olmadığı gibi kaçak kullanımın da söz konusu olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin 76.421 TL borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.Davalı vekili cevabında; 28.02.2005 tarihinde dava dışı N... Ş... adına yapılmış abonelik sözleşmesi ile, tek sayaçtan 2 daire 13 büro ortak su tüketimi yapıldığını, itiraz üzerine incelemeye alınan sayacın doğru tüketim kaydettiğinin belirlendiğini, sayaç sarfiyatı dikkate alınarak tahakkuk yapılıp fatura gönderildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Yargılamadaki beyanda, davacının müvekkilinin abonesi olmadığını, davanın husumet nedeniyle reddini savunmuştur.Mahkemece; menfi tespit istemine konu aboneliğin dava dışı N.. Ş... adına kayıtlı bulunduğu, su tüketim bedellerinden kaynaklanan borcun borçlusunun N... Ş... olduğu, aboneliğin davacı adına kayıtlı olmadığı, davacı adına davalı kurum tarafından borç tahakkuk yapılmadığı, davacının davalı kuruma borcunun bulunmadığı, davalı kurumun abonesi olmayan ve adına borç tahakkuku yapılmamış davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir.Hükmü davacı vekili temyiz etmektedir.Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre; menfi tespit istemine konu abonelik dava dışı N... Ş... adınadır. Bu abone adına tahakkuk ettirilen bir kısım faturalar, davacı S....Apartman Yöneticiliği tarafından ödenmiş, 20.01.2012 tarihinde apartman yöneticisi tarafından faturaya itiraz edilmiştir.Kural olarak abone sözleşmelerinde kullanılan su tüketiminden abone ile birlikte fiili kullanıcı da sorumludur. Somut uyuşmazlıkta, davalı ile davacı arasında abone sözleşmesi olmadığı için davalının sözleşmeden kaynaklanan sorumluluğu yoktur. Bu noktada davacı Apartman Yöneticiliğinin fiili kullanıcı olup olmadığının tespiti önem arzetmektedir.O halde mahkemece yapılacak iş; dosya arasında mevcut ve yukarıda sayılan bilgi ve belgeleri de değerlendirilerek, gerekirse keşif yapmak suretiyle, davacının fiili kullanıcı olup olmadığı apartman yönetimince davaya konu aboneliğe ilişkin yapılan ödemelerin nedenini açıklığa kavuşturularak, fiili kullanıcı olduğunun anlaşılması halinde ise, bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle davacının borçlu olduğu tutar belirlenerek hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır. Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.