MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 1. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 14/05/2009NUMARASI : 2008/223-2009/840Dava dilekçesinde 4.262,00 lira aidat ve faizi nedeniyle borçlu bulunmadığının tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın davalı TOKİ yönünden husumetten reddi, diğer davalılar yönünden kısmen kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı, aleyhine yapılan takipteki 4.262,00 TL aidat ve faizi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın davalı TOKİ yönünden husumetten reddine, diğer davalılar yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının ısair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, mahkemece alınan 30.5.2008 tarihli bilirkişi raporunda davacının 4.114,58 TL borçlu olduğu belirtilmiş, davacının itirazı üzerine aynı bilirkişiden alınan 19.12.2008 tarihli ek rapor da ise, davacı borcunun 126,88 TL asıl, 100,64 TL faiz olmak üzere toplam 227,52 TL olduğu hesaplanmıştır. İki rapor arasındaki farkın (çelişkinin) sebebi ise, ilk raporun otomatik programdan kaynaklanan bir hata sonucu olduğu, ek raporun ise manuel olarak yapılan hesaplamalara dayandığı bildirilerek açıklamaya çalışılmıştır.Mahkemece ek rapora dayanarak hüküm kurulmuştur. Aynı kişi tarafından verilen ana ve ek bilirkişi raporları arasında fahiş bir farklılık olup ana rapora davacı, ek rapora ise hem davacı hem davalılar itiraz etmiştir. Bilirkişinin aykırılığın sebebini belirttiği açıklamaları yetersiz ve denetime elverişsizdir.O halde, yeniden ve farklı bir bilirkişiden alınacak rapor ile çelişki giderilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde birbiriyle çelişen raporlardan sonuncusuna (ek) itibar edilerek eksik inceleme ile hükmün tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.01.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.