Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10231 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8768 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ (... 3.S.H.M.)Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının müvekkiline ait aracın 11/07/2008'de kayışının 11.390 km iken koptuğunu aracın 11.121 km bakımını yapan davalının sorumlu olduğunu, davalının onarımının garanti kapsamında olmadığını belirterek bedeli davacıya ödettirdiğini, tespit yapıldığını, hasarın garanti kapsamında olduğunun ve davalının sorumlu olduğunun anlaşıldığını belirterek, tamir bakım bedeli olan 6.103 TL'nin ödeme gününden itibaren yasal faizi ile ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; alacağın zamanaşımına uğradığını, davalının kusur ve ihmalinin bulunmadığını, tamirin garanti kapsamında olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, "süresinde yapılan zamanaşımı itirazının kabulü ile B.K.'nun 60. maddesi uyarınca zamanaşımı nedeni ile davanın reddine" karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda; taraflar arasında eser sözleşmesi (araç tamiri) ilişkisi bulunduğu, davanın da bu sözleşmeden kaynaklandığı konusunda bir uyuşmazlık yoktur.Bir hukuki işlemin borç doğurmasının nedeni irade açıklamasıdır. Hukuki işlemlerden ve bunun en yaygın türü olan sözleşmeden doğan borçlarda borçlunun borcunu anlaşmaya uygun bir şekilde yerine getirmesi gerekir. Borçlu anlaşmaya uygun davranmazsa alacaklı borca aykırılık hükümlerini işletir ve mümkün ise borcun aynen ifasına, değilse doğan zararın giderilmesini talep eder.Somut olayda; uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle sözleşmeden kaynaklanan uyuşmazlığın sözleşme çerçevesinde çözümlenmesi gerektiği kuşkusuzdur. Bu nedenle davada BK. 60. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımının değil; B.K.'nun 126/4. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımının uygulanması gerekir.Anılan nedenlerle eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.