Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10219 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15510 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : KÜÇÜKÇEKMECE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 06/11/2013NUMARASI : 2009/588-2013/657Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin 22.04.2009 tarihinde kiraladığı işyerine taşınma aşamasında 24.04.2009 tarihinde gelen davalı kurum elamanlarınca, kaçak elektrik tespit tutanağı tutularak 15.369,27 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek, davalı kuruma borçlu olmadığının tespiti karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; davacının sözleşme yapmadan kaçak elektrik kullandığını, davacı hakkında tutulan tutanaklar ve yapılan tahakkukların mevzuata uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile davacının 24/04/2009 tarihli tutanak nedeniyle 1.213,30 TL, 20.06.2009 tarihli tutanak nedeniyle 4.347,65 TL,09.07.2009 tarihli tutanak nedeniyle 1.415,48 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda, mahkemece, elektrik mühendisi bilirkişiden alınan 13.03.2012 tarihli bilirkişi raporunda kaçak elektrik bedelinin, dava konusu 24.04.2009 tarihli tutanak nedeniyle 15.369,27 TL, 20.06.2009 tarihli tutanak nedeniyle 7.330,25 TL, 09.07.2009 tarihli tutanak nedeniyle 1.415,48 TL olmak üzere 24.115,00 TL olduğu belirtilmiş, bilirkişiden alınan 18.09.2012 tarihli ek raporda ise davacının 22.04.2009 tarihinde kira sözleşmesi yapması dikkate alındığında 24.04.2009 tarihli tutanak nedeniyle kaçak elektrik bedelinin 512,31 TL olduğu ve diğer tutanaklarla birlikte toplam kaçak elektrik bedelinin 9.258,01 TL olduğu belirtilmiştir.Hükme esas 27.03.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ise kaçak elektrik bedelinin dava konusu 24.04.2009 tarihli tutanak nedeniyle 1.213,30 TL, 20.06.2009 tarihli tutanak nedeniyle 4.347,65 TL, 09.07.2009 tarihli tutanak nedeniyle 1.415,48 TL olmak üzere toplam kaçak elektrik bedelinin 6.976,43 TL olduğu belirtilmiştir.HMK.nun 266 ve devamı maddeleri uyarınca hakim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.HMK’nun 281.maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.Hükme esas alınan 27.03.2013 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile öncesinde alınan bilirkişi raporları arasında çelişki olup, mahkemece, raporlar arasındaki çelişki giderilmemiştir.Bu durumda mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, dava dosyasının önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak ve elektrik tüketim hesabı konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna verilerek, dosyadaki raporlar arasındaki çelişkileri giderecek ve davalının itirazlarını da karşılayacak şekilde, davaya konu kaçak tespit ve tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümleri dikkate alınarak, davalı kurum tarafından istenebilecek bedelin hesaplattırılması suretiyle,hüküm kurmaya ve denetime elverişli bir rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlardan ikincisine dayanılarak ve raporlar arasındaki çelişki giderilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı geretirmiştir.Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.