Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10214 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15405 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : HARRAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 30/04/2014NUMARASI : 2013/15-2014/108Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin malik olduğu tarlasında tarımsal sulama amaçlı .... abone numalı elektrik tesisinin içinde bulunduğu panosunun 17.07.2012 tarihinde bilinmeyen bir nedenden dolayı yandığını, bu hususun müvekkili tarafından davalı kuruma bildirildiğini, ancak davalı kurum tarafından müvekkiline haksız bir şekilde 18.404,19 TL borç tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek, müveklinin 2012/12 dönemine ait faturadan dolayı davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili dilekçesinde; tahakkuk ettirilen borç ve düzenlenen tutanağın Enerji Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği esas alınarak düzenlendiğini, tahakkuk ettirilen borç ve davacı aleyhine düzenlenen tutanağın usulüne uygun olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davacının davalı kuruma 12.545,67 TL borçlu olmadığının, 5.858,52 TL borcu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin (EPMHY) “Sayacın tüketim kaydetmemesi’ başlıklı 19.maddesi hükmünde, sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde, varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak geçmiş dönem tüketimleri hesaplanacağı; perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından yapılan tahakkuk işleminde sayacın tüketim kaydetmediği dönem birim fiyatları kullanılır ve gecikme faizi uygulanmayacağı; ikili anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi tüketen bir müşterinin sayacının doğru tüketim kaydetmemesi durumunda dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bu madde kapsamında işlem yapılacağı açıklanmıştır.29.12.2005 tarihli 622 sayılı EPDK kurul kararının 1/C-1/b-2 maddesine göre, tarımsal sulama abonelerinde ortalama çalışma saati 400 saat olarak kabul edileceği belirtilmiştir. Somut olaya gelince, davacı tarımsal sulama abonesidir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, kurulu güç ve 367 saat üzerinden hesaplama yapılmış, Mahkemece alınan bu rapor benimsenerek yazılı şekilde karar verilmiştir. EPMHY 19.maddesine göre, sayacın müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespiti halinde öncelikle müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri (aboneliğin başlangıcından tahakkuk tarihine kadar olan geçmiş dönem tüketimleri) dikkate alınarak ve 622 sayılı EPDK kurul kararı gereğince hesap yapılması gerektiği kuşkusuzudur. Mahkemece benimsenen raporda abonenin ektiği alan ve ürün dikkate alınarak , kurulu güç ve 367 saat üzerinden hesaplama yapılmış olup, buna göre rapor yetersizdir.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak ve aralarında ziraat ve elektrik mühendisi bilirkişilerin de bulunduğu üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği elektrik bedelinin, aboneliğin başlangıcından tahakkuk tarihine kadar olan geçmiş dönem tüketimleri incelenerek, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 19.maddesi ve 622 sayılı EPDK kararına göre hesaplanması konusunda, hüküm kurmaya ve Yargıtay denetimine elverişli bir rapor alınması, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.