Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10206 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 15714 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ANKARA 19. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 27/05/2014NUMARASI : 2013/416-2014/287Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü;Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dilekçesinde; işletmecisi bulunduğu işyerine davalı kurumun 03.08.2012 tarihinde kollektöre hortum takarak tuvalette kaçak su kullanıldığı gerekçesiyle kaçak su kullanma tutanağı düzenlendiğini ve 37.953,30 TL kaçak su bedeli tahakkuk edildiğini, aleyhine icra takibi yapıldığını, işyerinde kullanılan alanda herhangi bir su tesisatı ve su bağlantısı bulunmadığını, kaçak su tüketmesinin mümkün olmadığını, kaldı ki 13 yıllık tüketim bedeli tahakkuk ettirildiğini ancak kendisinin 2007 yılında söz konusu yerde ticari faaliyete başladığını, ayrıca kendisinin işyerinin binanın girişinde olduğunu, kaçak su tüketiminin binanın 1. katında meydana geldiğini, hiç bir surette su tüketiminde bulunmadığını, işyerinin su tüketimine ihtiyacı bulunmadığını, yerin avize satış yeri olduğunu, işyeri içerisinde su bağlantı ve tesisatlarının bulunmadığı, musluğun dahi bulunmadığı bir yerde kaçak tüketim yapılamayacağını ileri sürerek, aleyhine tahakkuk edilen 37.953,30 TL su tüketiminin yapılmadığının ve işyerinde su tesisatının bulunup bulunmadığının tespiti ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili dilekçesinde; dava konusu binanın iki katlı bir bina olduğunu, davacının vergi levhasında işe başlama tarihinin 03.02.1999 olduğunu, 03.08.2012 tarihli kaçak su tutanağı ile kaçak su kullanıldığının tespit edildiğini, yapılan hesaplamanın en düşük kademe olan 10 m3 üzerinden yapıldığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulü ile davacının Ankara 6. İcra Müdürlüğünün 2012/13846 sayılı takip dosyasında, davacının asıl alacak 37.953,30 TL'de 14.345,10 TL'lik kısmından dolayı borçlu olduğu anlaşıldığından, davacının 03.08.2012 tarih ve 2012/3747 nolu kaçak su kullanma tutanağından dolayı asıl alacağın 23.608,20 TL'lik kısmından dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir. Dava; kaçak su kullanılmadığı iddiasıyla, davacı aleyhine tahakkuk edilen kaçak su bedelinden borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.6100 Sayılı HMK 204/2.maddesine göre, yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağı açıklanmıştır.Dava konusu kaçak su kullanma tutanağı incelendiğinde; kollektöre hortum takarak tuvalette kaçak su kullanıldığının tespit edildiği, vergi levhasındaki işe başlama tarihi 03.02.1999 itibariyle işlem yapıldığı anlaşılmıştır.Dosya içerisinde bulunan kaçak su tutanağı ile davacının işyerinde kaçak su kullandığı tespit edilmiştir. Kaçak su tutanakları aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Davacı, tutanağın aksini ispat edememiştir. Tutanaklar içeriği ile davacının kaçak su kullandığı kesin bir biçimde saptanmıştır. Somut olayda; uyuşmazlık; kaçak su kullanım bedelinin hesaplanması yöntemine ilişkindir. ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 55 maddesinin ikinci fıkrasının (a) bendinde ''Bu fiili işleyenler hakkında yasal soruşturma yapılmakla birlikte saptanabilmişse o tarihten, saptanamamış ise 3 aydan beri; konutlarda daire başına ayda 10 m3 su tüketildiği varsayılarak saptama tarihindeki konut tarifesinin altı katı cezası ile birlikte; kaçak su kullanan işyeri veya sanayi ise süre bakımından yukarıdaki esasa göre 44.maddeye göre saptanacak ortalama aylık tüketimin saptama tarihindeki işyeri tarifesinin altı katı cezası ile birlikte tahsil edileceği, bu maddenin yollamada bulunduğu 44.madde hükmünde de, güvence bedelinin hesaplanmasına esas su bedelinin konut abonelerinde ayda 10 m3, işyeri ve sanayi abonelerinde işyerinin ve sanayinin büyüklüğü, çalışan personel sayısı ve üretimde suyun rolü dikkate alınarak, Büyük Ankara İçme Kullanma ve Endüstri Suyu Projesi’nin kabul ettiği kişi başına su tüketim miktarı baz alınarak su tüketileceği varsayılarak belirleneceği açıklanmıştır. Buna göre, tüketim miktarı saptanabilmişse o tarihten, saptanamamış ise üç aydan beri tüketim yapıldığı varsayılarak tahakkuk ve tahsilin yapılması gerekmektedir.Oysa somut olayda hükme esas alınan bilirkişi raporunda; ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin 55. maddesine uygun hesaplama yapılmamış; kaçak tüketim miktarı ve kullanım süresinin saptanamamış olmasına rağmen, davacının vergi levhasında işe başlama tarihi baz alınarak, kaçak su kullanım süresi 13 yıl 6 ay 5 gün (4.930 gün) üzerinden hesaplanarak, davacının ödemesi gereken kaçak su bedelinin 14.345,10 TL olduğu, davacının dava konusu kaçak su tutanağına istinaden tahakkuk ettirilen 37.953,30 TL kaçak su bedeli bakımından 23.608,20 TL borçlu olmadığı kanaatine varıldığı belirtilmiştir.Hal böyle olunca; mahkemece ; yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, davacının kaçak tüketim miktarı ve kullanım süresi saptanamadığından 3 aydan beri tüketim yapıldığı varsayılarak, kaçak su bedelinin hesaplanması konusunda, önceki bilirkişi dışında, konusunda uzman mühendis bilirkişiden, ayrıntılı, gerekçeli, hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınması suretiyle, varılacak uygun sonuç dairesinde hüküm tesis edilmelidir.SONUÇ; Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.