Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10204 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 5511 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTaraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davalılar vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davalılar vekili Av. ... ile aleyhine temyiz olunan davacı vekili Av. ... geldi. Gelen taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin karara bağlanması için belirlenen güne dosyanın bırakılması uygun görüldü. Belirli gün ve saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; müvekkilinin, davalılardan ... ve diğer davalıların mirasbırakanı olan ...ile 1976 yılında bir inşat adi ortaklığı kurduklarını, ancak ortaklığın 20.12.1990 tarihinde sona ermesine rağmen davalıların kar payını ödemekten kaçınmaları üzerine müvekkilinin açtığı davanın 01.12.1997 tarihinde lehine sonuçlandığını, davalıların temyizi üzerine kararın Yargıtayca 29.06.2004 tarihinde onandığını ve kesinleştiğini, hak ettiği 750.000 000 TL yi ise işlemiş faizi ile birlikte 5.310.000 000 TL olarak 03.08.2004 tarihinde tahsil ettiğini, ancak müvekkilinin zararının temerrüt faizi ile karşılanamadığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 250.000.000.000 TL (yeni 250.000 TL) munzam zarar alacağının faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 12.582,46 TL nin faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline ilişkin verilen karar taraflarca temyiz edilmiş ve Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 24.06.2008 gün ve 2008/1318 E. 2008/8780 K sayılı ilamıyla davacı lehine bozulmuştur.Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş ve bilirkişi kurullarından rapor alındıktan sonra davacı tarafın 18.04.2012 tarihli ıslah dilekçesi de göz önünde bulundurularak davanın kabulü ile 375.650 TL alacağın 250.000 TL sinin 03.08.2004 tarihinden işleyecek, 125.650 TL sinin ıslah tarihi olan 18.04.2012 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; ıslah, taraflardan birinin yapmış olduğu bir usul işlemini tamamen veya kısmen düzeltmesine denir(HUMK.m.83, HMK. m. 176). Islah tahkikata tabi davalarda tahkikat bitinceye kadar ve tahkikata tabi olmayan davalarda ise yargılamanın bitimine kadar yapılabilir(HUMK.m.84, HMK m. 177).Yargıtay'ın 4.2.1948 gün 10/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre; hükmün Yargıtay'ca bozulması üzerine, hüküm mahkemesinde yeni tahkikat sırasında ıslah yapılması mümkün değildir.Hal böyle olunca, mahkemece; Yargıtay bozma kararından sonra ıslah ile artırılan bölümün salt bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekâlet ücretinin davacı taraftan alınıp davalı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.