Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10196 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17571 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ : SAKARYA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 13/05/2014NUMARASI : 2013/601-2014/277Taraflar arasındaki vasiyetnamenin tenfizi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; muris H... Y...'un 28.01.2013 tarihinde ölümü ile Sulh Hakimliğince açılıp okunan vasiyetnamenin temyiz edilmeksizin kesinleştiğini belirterek lehine vasiyet edilen Sakarya ili A... ilçesi Y... mahallesi ... ada ... parsel sayılı taşınmazın adına tescil edilmek üzere tenfizine karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.Davalı, duruşmadaki beyanında, davayı kabul ettiğini, yerin Sakarya Hayırsevenler Derneği adına tescil edilmesini talep etmiş, bu beyanını imzası ile tasdik etmiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.4721 sayılı TMK'nun 514.maddesine (MK.nun 461.maddesi) göre mirasbırakan tasarruf özgürlüğü sınırları içinde malvarlığının tamamında veya bir kısmında vasiyetname ile tasarrufta bulunabilir.Vasiyet genellikle ivazsız bir tasarruftur. Vasiyet alacaklısı, mirasbırakanın külli halefi olmayıp, cüzi halefi olduğu için vasiyet olunan mal üzerinde doğrudan hak kazanması mümkün değildir. Vasiyet alacaklısının alacak hakkının hukuki sebebi olan vasiyet her ne kadar mirasbırakanın sağlığında yapılıyorsa da, bu bir ölüme bağlı tasarruf olduğundan, vasiyet alacağı ancak mirasbırakanın ölümü ile doğar. Vasiyet alacaklısı, kendisine vasiyet edilen şey üzerindeki mülkiyet hakkını ancak bu malın vasiyetin yerine getirilmesi (tenfizi) yoluyla kendisi adına tescili sonucunda kazanır.4721 sayılı Türk Medeni Kanunun'un 600.maddesine göre vasiyetnamenin tenfizi davası, vasiyet alacaklısı tarafından vasiyet borçlularına, yasal veya atanmış mirasçılara ve varsa vasiyeti yerine getirme görevlisine karşı açılır. Buradaki zorunluluk mirasçılarının iştirak halindeki mülkiyetinden kaynaklanan bir zorunluluk değil, kanundan doğan bir zorunluluktur.Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkat edilmesi gereken bir olgudur ve mahkemenin, bozma ilamını ve duruşma gününü taraflara kendiliğinden tebliğ edip taraf teşkilini sağlaması, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun amir hükmü gereğidir.Somut olayda, davacı tarafça tenfiz istenmiş, ancak dava, salt bir mirasçı yönünden açılmış ve bu haliyle karar tesis edilmiş olup, bu husus isabetli olmamıştır.Bu itibarla; davacı tarafa diğer mirasçılara yönelik, taşınmazın tesciline ilişkin dahili dava dilekçesi vermek üzere mehil verilip; diğer mirasçılara yönelik dava açılması durumunda TMK 600 ve devamı maddeleri uyarınca davanın görülüp oluşacak sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekir.Vasiyetname usulünce açılıp, okunma kararının kesinleşmesinden sonra vasiyetnamenin iptali için 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlar.Vasiyetnamenin tenfizi ve buna bağlı olarak tapu iptal ile tescil davası vasiyetnamenin açılıp okunduğu, itiraza uğramadan veya itiraz edilmiş ise itirazların reddedilmesi sonucunda kesinleştiğine dair bir tespit davasıdır. Bu tesbit başlı başına aynî bir hakkın geçirimini sağlamaz.Sakarya 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 30.05.2013 tarih 2013/141 Esas- 2013/562 Karar sayılı ilamı ile davalı yasal mirasçı tek davalı gösterilmek kaydıyla vasiyetnamenin açılmasına karar verildiği, hükmün 23.07.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Sakarya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi 20.05.2014 tarih 2014/690 Esas- 2014/717 Karar sayılı veraset ilamıyla, muris H... Y...un evli ve çocuksuz ölümü ile davalı yasal mirasçı eşi dahil 17 (onyedi) mirasçı bırktığının tespit edildiği anlaşılmıştır.Somut olayda, dava dışı diğer mirasçıların vasiyetnameyi öğrenip öğrenmedikleri, öğrenmişlerse vasiyetnamenin açılıp okunması davasının kesinleşme tarihinden itibaren, davalıların vasiyetname ile ilgili iptal davası açmaları için 1 yıllık hak düşürücü süre geçmeden, kısaca vasiyetname kesinleşmeden ve infaz edilebilir olmadan, mahkemece davanın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetli olmamıştır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.