MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki nafakanın kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının ... Mahkemesinin ... Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı boşandıklarını, mahkemece davalı lehine aylık 2500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini ve nafakaya her yıl %20 oranında artırım yapılmasına karar verildiğini, müvekkilinin boşanma kararından sonra 31.12.2014 tarihinde işten çıkarıldığını, yeniden evlendiğini, giderlerinde artış olduğunu, müvekkilinin bu rakamı ödemekte zorlandığını belirterek, var olan yoksulluk nafakasının hakkaniyet ölçüleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak öncelikle kaldırılmasını, mümkün olmadığı takdirde 100 TL'ye indirilmesini ve nafaka artış oranının değiştirilmek suretiyle nafakanın her yıl ÜFE oranında artırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının kendi iradesi ile protokolü yaptığını, bu nedenle davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile ... Mahkemesinin ...sayılı ilamı ile davalı için hükmedilen 2.500 TL yoksulluk nafakasının dava tarihi itibariyle aylık 300,00 TL indirilmesi ile davalıya bağlanan yoksulluk nafakasının her yıl %20 oranında arttırılması kararının değiştirilerek davalıya bağlanan aylık 300,00 TL yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında arttırılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması veya indirilmesi istemine ilişkindir.Türk Medeni Kanunu'nun 176/4.maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde nafakanın arttırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu bağlamda; nafakanın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir../..-2-Nafaka iradı, tarafların yaptıkları sözleşmeye dayansa bile indirilebileceği gibi tamamen de kaldırılabilir. Sözleşmede, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden bozulacak olursa sözleşme koşulları değişen maddi koşullara uyarlanır. Buna göre, sözleşenlerin eğer gelişmeleri baştan kestirebilselerdi, sözleşmeyi bambaşka koşullarla kurmuş olacakları söylenebiliyorsa, ayrıca, beklenmeyen gelişme yüzünden sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla olduğu gibi katlanmak taraflardan biri için özveri sınırının aşılması anlamına geliyorsa, yasal ve sözleşmesel risk dağılımı çerçevesinde taraflardan sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla bağlı kalmaları beklenemiyorsa, sözleşmeye hakimin müdahalesi gündeme gelebilir.Ancak sözleşme ile kararlaştırılmış ve hakim tarafından onaylanmış olan iradın, yasada aranan şartlar gerçekleşmeden tamamen kaldırılmasını ya da indirilmesini istemek hakkın kötüye kullanılması mahiyetini arzeder.Bunun gibi sırf boşanmayı sağlayabilmek için, bilerek ve isteyerek mali gücünün üzerinde bir yükümlülüğü üstlenen ya da karşı tarafın mali durumunun iyi olduğunu ve geçinmek için nafakaya ihtiyacı olmadığını bilen kişinin, sonradan bu yükümlülüğün kaldırılması veya azaltılması yönünde talepte bulunması da iyiniyet, doğruluk, dürüstlük ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri ile bağdaşmaz.Ancak Borçlar Kanununun 19 ve 20. maddelerine aykırı bulunmayan karşılıklı sözleşmelerde, edimler arasındaki denge, umulmadık gelişmeler yüzünden sonradan bozulacak olursa, sözleşme koşulları değişen koşullara uyarlanır. Buna göre, sözleşenlerin eğer gelişmeleri baştan kestirebilselerdi, sözleşmeyi bambaşka koşullarla kurmuş olacakları söylenebiliyorsa, ayrıca, beklenmeyen gelişme yüzünden sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla olduğu gibi katlanmak taraflardan biri için özveri sınırının aşılması anlamına geliyorsa, nihayet, yasal ve sözleşmesel risk dağılımı çerçevesinde taraflardan sözleşmeye baştan kararlaştırılmış koşullarla bağlı kalmaları beklenemiyorsa, sözleşmeye hakimin müdahalesi gerekebilir.Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; tarafların, 17.06.2011 tarihinde kesinleşen kararla anlaşmalı olarak boşandıkları, davacının, davalı kadına aylık 2.500 TL yoksulluk nafakası ödeme ile nafakaya her yıl %20 oranında artırım yapılmasını kabul ettiği, bu nedenle mahkemece, davalı kadın lehine aylık 2.500 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini ve nafakaya her yıl %20 oranında artırım yapılmasına karar verildiği, nafakanın kaldırılmasına dair bu davanın ise 24.04.2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmasında, davacının mesleğinin muhasebecilik olup,31.12.2014 tarihinde işten çıktığı,işsiz olduğu ,aylık 650 TL işsizlik maaşı aldığı ,davalının ise öğretmen olup,aylık 2.500 TL maaşı olduğu anlaşılmaktadır.Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde olay değerlendirilip; boşanma kararından sonra davacının gelirindeki azalmanın, kararlaştırılan nafaka miktarını ödemede ne ölçüde etkisi bulunduğu tartışılarak, başlangıçtaki denge durumu da dikkate alınarak,TMK'nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince, nafakanın uygun bir miktarda indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu ,mahkemece yapılan indirim miktarı mütenasip olmayacak şekilde fazla olması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir../..-3-SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.