MAHKEMESİ : MANAVGAT 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 04/07/2013NUMARASI : 2011/388-2013/281Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde temyiz eden davacı vekili Av. H.. K.. geldi. Başka gelen olmadı. Gelen davacı vekilinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00’e bırakılması uygun görüldü.Belli saatte dosyadaki bütün kâğıtlar okunarak, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde; dava dışı arsa sahibi A.. Ö.. ile 02.05.2006 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesini imzalayan müvekkili şirketin, sözleşme kapsamında inşaatı tamamlayarak teslim ettiğini, bu aşamada taşınmaz üzerinde davalı ve diğer 3. şahıslar lehine rücuu şartlı bağışa dayalı şerh bulunduğunun tespit edildiğini, bu şerhin kaldırılması için arsa sahibi tarafından açılan davanın sonuçlanmamış olması nedeniyle müvekkili şirketin sözleşme ile hak kazandığı dairelerin tapularını mevcut şerh ile aldığını, akabinde satmış olduğu 3 daire üzerindeki şerhin kaldırılması için davalıyla görüşen müvekkili şirketin bu nedenle 13.12.2007 tarihli sözleşme ile 60.000 TL, 11.02.2008 tarihli sözleşme ile 30.000 TL olmak üzere toplam 90.000 TL yi ödemek zorunda kaldığını, ancak arsa sahibi tarafından davalı ve diğer şerh lehdarlarına karşı açılan şerhin kaldırılması istemli davanın kabul edilerek kesinleştiğini, bu nedenle davalının şerhin kaldırılması için almış olduğu 90.000 TL'yi müvekkili şirkete iade etmesi gerektiğini ileri sürerek; 90.000 TL nin ödeme tarihlerinden işleyecek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olan davacı şirketin, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin konusunu oluşturan arsa üzerindeki şerhi bilmediğini ileri süremeyeceğini, öte yandan yapılan ödemeler üzerine tapu kayıtlarındaki şerhin kaldırıldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece; basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacı şirketin tapudaki şerhi bilmediğini ileri süremeyeceği, buna göre davacı şirketin özgür iradesi ile yaptığı ödemeyi davalıdan talep etmesinin yasal dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, hukuksal nitelikçe sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemine ilişkindir.TBK. nun 77 ( BK. nun 61) ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya gerçekleşmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.Somut olayda; davacı, yüklenici sıfatıyla taraf olduğu sözleşme uyarınca edindiği bağımsız bölümler üzerindeki şerhin kaldırılması için 13.12.2007 tarihinde 60.000 TL, 11.02.2008 tarihinde 30.000 TL olmak üzere toplam 90.000 TL yi davalıya ödemiştir.Bu aşamada, davalıya yapılan bu ödeme, tapudaki şerhe dayanmakla, ödeme anında davalının sebepsiz zenginleşmesinden, davacının da sebepsiz fakirleşmesinden söz edilmesi olanağı bulunmamaktadır.Ne var ki; arsa sahibi tarafından şerhin kaldırılması için açılan davanın kabul edilerek kesinleşmesi ile ödemenin dayanağını teşkil eden şerh ortadan kalkmış ve dolayısıyla ödeme yasal dayanaktan yoksun hale gelmiştir.Hal böyle olunca da, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler de gözetildiğinde, davalının sebepsiz zenginleşmesinin, kendisine yapılan ödemenin dayanağı şerhin ortadan kalkmasıyla sonradan ortaya çıktığının ve bu yeni olgu karşısında davalının iade borcu altına girdiğinin kabulü gerekir.O halde, mahkemece; davacı tarafından davalıya yapılmış olan ödemelerin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK. nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekâlet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 24.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.