Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10144 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6199 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı dava dilekçesinde; maddi durumunun iyi olmadığını, kredi kullanmak zorunda kaldığını, maaşından borç ve kira düştükten sonra yetersiz miktar kaldığını, davalının miras yoluyla kendisine düşen tarlalardan gelirinin olduğunu, vefat eden babasından yetim maaşı almaya başladığını belirleterek davacı lehine ... sayılı ilamıyla artırım yapılan 450,00 TL yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, müvekkilinin çalışmadığını, babasının vefatından sonra 600,00 TL yetim maaşı aldığını, babasından intikal eden arazinin satılarak payına 5.000,00 TL düştüğünü, devamlı bir arazi gelirinin olmadığını, müvekkilin gelirinin yoksulluktan kurtarmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davalının yetim aylığı ve nafaka toplamının asgari ücret seviyesinin altında olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava; yoksulluk nafakasının kaldırılması istemine ilişkindir. TMK’nun 176/3.maddesi uyarınca; irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılır.Davacı; yukarıdaki yasa hükmü gereğince; davalının yoksulluğunun zail olduğu iddiasıyla nafakanın kaldırılmasını istemektedir. Bu durumda, öncelikle yoksulluk kavramı üzerinde durmak gerekir../..-2-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.10.1998 tarih ve ...sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir.Hemen belirtmek gerekir ki; Hukuk Genel Kurulu'nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması" yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmediği gibi asgari ücretin üzerinde gelire sahip olunması da yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmemiştir. (......sayılı kararları). Bu durumda, ancak nafakanın miktarını tayinde etken olarak dikkate alınmalıdır.Dosyanın incelenmesinde; tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırmalarına göre; davacının emekli olduğu, 1.300,00 TL maaş aldığı, 300,00 TL kira ödediği, davalının ise ev hanımı olduğu 650,00 TL yetim aylığı bulunduğu görülmektedir.O halde, davalının yetim aylığı nedeniyle yoksulluğunun ortadan kalkmayacağı, bu durumun sadece nafaka miktarının belirlenmesinde rol oynayacağı görülmekle TMK'nın 4. maddesinde düzenlenen hakkaniyet ilkesi nazara alınmak suretiyle nafakanın az da olsa indirilmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümü ile kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27/06/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.