Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10142 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8220 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİTaraflar arasında görülen abonelik tesisi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacının, su abonesi olmak amacı ile davalı idareye başvurduğunu, davalı kurum tarafından kanal katılım ve şebeke hisse bedeli adı altında 6.000,12 TL fahiş bedel talep edildiğini, davalı idare tarafından talep edilen ve yasal dayanağı bulunmayan, kanal katılım ve şebeke hisse bedelinden davacının sorumlu olmadığının tespiti ile, su akışının sağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Mahkemece, yapı kullanma izin belgesinin 26.8.2011 tarihinde alındığı, yapılan hizmetlerin bu tarihten önceye ait bulunduğu ve yeni bir hizmet sunulmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlık davacının satın aldığı konuta su abonesi olmak için kanal katılım payı ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun kanalizasyon harcamalarına katılma payı başlığı altındaki 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır;a) Kanalizasyon tesisi yapılması,b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır,” düzenlemesini getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörmüştür.Bu yasa maddesine dayalı olarak çıkarılan ... tarifeler yönetmeliğinin 39.maddesinde de gerek yeni bir kanalizasyon tesisi yapılması ve gerekse mevcut tesisin ıslahı durumunda taşınmaz sahiplerinden katılma payı alınacağı öngörülmüş; bunun belli bir oranının inşaat ruhsatı alınma aşamasında avans olarak tahsil edileceği, bakiyesinin de su aboneliği aşamasında bina değeri esas alınmak ve %2 oranını geçmemek üzere tahsil edileceği belirlenmiştir.Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı tarafça yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapıldığı veya mevcutların iyileştirilmesi yapıldığı taktirde davalının tesislerin hizmet edeceği saha dahilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payını talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür.Davacı kendisinden istenilen kanal katılım bedelinden sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Bilirkişi mimar... tarafından düzenlenen, raporda seçenekli görüş sunulmuş; davacının 4.866,23 TL sorumlu olduğu belirlenmiş, dava tarihinden sonra ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi iptal edildiğinden bu bedelin davacıdan tahsil edilmemesi gerektiği ileri sürülmüştür. Mahkemece, taşınmazın yapı kullanma belgesi alındıktan sonra davalı idarenin taşınmazın bulunduğu yerde herhangi bir çalışmasının olmadığı, yeni bir kanalizasyon ve içme suyu tesisi yapılmadığı veya mevcut hatların iyileştirilmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.Yargıtay’ın yerleşik uygulamasına göre davalı tarafça hizmet götürüldüğü kanıtlanmış ise; iskan öncesi ve sonrası ayrımı yapılmaksızın hizmetten yararlanan davacı kanal katılım bedelinden sorumlu olur; aboneliğin iskan tarihinden sonra olmasının; iskan tarihinden sonra yeni hizmet sunulmasının bir önemi bulunmamaktadır.... tarifeler yönetmeliğinin 39.maddesi dava tarihi itibari ile yürürlükte olup, iptale ilişkin mahkeme kararı kesinleşmediğinden mahkemenin bu yöndeki gerekçesi de isabetli bulunmamıştır. Bu nedenlerle mahkeme, davacının kanal katılım payı ve şebeke hisse bedelinden sorumlu olduğunun kabulü ile bilirkişi raporu da dikkate alınarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.