Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10124 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 6876 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : İSTANBUL 3. TÜKETİCİ MAHKEMESİTARİHİ : 12/07/2012NUMARASI : 2012/303-2012/581Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin davaya konu adreste 01.06.1995 tarihinden itibaren kiracı olarak oturduğunu, elektrik ve su tesisatlarını kendi üzerine aldığını ve düzenli olarak faturalarını ödediğini ancak davalı tarafından 9.12.2005 tarihinde 2005/92-061 sayılı kaçak zabtına istinaden 7.733,66TL ceza kesildiğini, müvekkilinin 01.06.1995 tarihinden itibaren taşınmazda oturmasına rağmen kaçak kullanımın başlangıcının 01.09.1993 olarak alındığını, ayrıca tesisatta elektik sayacına bağlanmamış hat kullanılması suretiyle kaçak kullanım olduğunun tespit edildiğini, binanın 1993 yılında yapıldığı tarihte ilk tesisat döşemesi esnasında sayaca bağlanmayan hat kullanılarak tesisat içerisinden kaçak kullanım meydana geldiğini, bunda müvekkilinin kastı ve kusurunun bulunmadığını iddia ederek, 7.733,66YTL'lik para cezasının hukuka aykırı olduğunun ve bu miktar ile davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davaya konu sayacın İstanbul Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü Ölçüler ve Şube Müdürlüğü Laboratuvarında 29.12.2005 tarihinde yapılan muayenesinden mühürlerle oynanmış olduğunun tespit edilmiş olduğunu, yapılan hesaplama sonucu 7.733,66TL kaçak elektrik faturası düzenlendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; son bilirkişi raporuna itibar edilerek davacının kullanmış olduğu elektriğin kaçak olduğu sonucuna varıldığı, yapılan hesaplama neticesinde 1.715,38TL borcu bulunduğu anlaşıldığı gerekçesi ile, davacının toplam talebe göre 6.018,28TL davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda kaçak elektrik tutanağının tutulduğu 08.12.2005 tarihinde yürürlükte bulunan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve yönetmeliğin atıf yaptığı Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımı ile Güvence Bedellerinin Hesaplanması ve Güncelleştirilmesine İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 21.03.2003 tarihli 122 sayılı kararının 1.maddesini ''Süre'' başlıklı ''b''bendine göre; ''1-) Bağlantı anlaşması ve perakende satış sözleşmesi yapmış olan müşteriler için kaçak elektrik enerjisi kullanma süresi; tutanak düzenlenmiş olması kaydıyla kontrol, mühürleme, kesme-bağlama, sayaç değiştirme ve son endeks okuma işlemlerinden en son yapılanın işlem tarihi ile kaçak tespitinin yapıldığı tarihe kadar olan süredir. Ancak, sayaçtan geçirilmeden ayrı bir hatla kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti halinde bu süre iki kat olarak alınır.Bu sürenin dışında müşterinin kaçak elektrik enerjisi kullandığının doğru bulgu ve belgelerle tespit edilmesi halinde, kaçak tüketime ek olarak kullanımın başlangıç tarihi itibariyle geriye dönük normal tüketim hesabı yapılır. Bu dönemdeki faturalar tüketimin yapıldığı kabul edilen dönemlerdeki birim fiyatlar dikkate alınarak gecikme zammı alınmaksızın düzenlenir.''Yargılama sırasında düzenlenen ve hükme esas alınan Bilirkişi Raporundaki hesaplamaların yukarıda belirtilen Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 122 saylı Kurul kararına uygun olarak yapılmadığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca; mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek dosya, konusunda uzman bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişiden davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin anılan yönetmelik ve yönetmelik hükümlerine göre yayınlanan usul ve esaslara göre yeniden hesaplanması için rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.