MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen iştirak nafakasının arttırılması davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R ITemyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dilekçesi ile; tarafların boşandıklarını, en son müşterek çocuk ... için 140 TL,... için 150 TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, ayrıca hükmedilen nafakaların 3 yıl süre ile geçerli olmak üzere ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, davalının şu an müşterek çocuk ... için 175 TL,... için 185 TL nafaka ödediğini, çocukların büyüdüğünü, masraflarının arttığını belirterek ... için halen ödenen iştirak nafakasının 600 TL'ye,... için ise 500 TL'ye yükseltilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının müşterek çocuklar için 200'er TL nafaka ödeyebileceğini belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile; müşterek çocuk ... için hükmedilen 140 TL iştirak nafakasının 230 TL'ye, ... için hükmedilen 150 TL iştirak nafakasının 230 TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katkıda bulunması gerekir. Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderlerin ana-baba tarafından müşterek karşılanması da ilke olarak kabul edilmiştir (TMK. 327 md.). Bu nedenledir ki, iştirak nafakasının çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşullarındaki paranın alım gücü ile genel ihtiyaçlarına uygun olarak ana-babanın mali durumları da gözetilerek takdiri gerekir.Somut olayda, müşterek çocuk ... 1999 doğumlu,... ise 2006 doğumlu olup, öğrenci oldukları üzerinde bir uyuşmazlık yoktur. Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği ve müşterek çocukların artan ihtiyaçları, nazara alındığında takdir edilen iştirak nafakasının düşük olduğu gözlenmiştir.Zira, velayetin kullanılması kendisine verilmeyen babanın çocuklarının eğitim, bakım ve giderlerine sosyal ve mali olanakları ölçüsünde katılmalıdır. Katılma oranı belirlenen gerekçelere göre düşüktür. Bu itibarla, mahkemece yukarıda belirtilen ilkel ve esaslar gözetilerek, TMK.nun 4.maddesindeki hakkaniyet ilkesine göre uygun bir nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.