Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10091 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 2282 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : ADANA 3. AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 04/11/2014NUMARASI : 2014/358-2014/854Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde;tarafların Adana 4.Aile Mahkemesi'nin 15.02.2011 tarih 2009/1145 E. 2011/192 K. sayılı kararı ile boşandıklarını, davalı lehine boşanma neticesinde aylık 1.000 TL yoksulluk nafakasına hükmedildiğini, ancak davalının F..A... Rehabilitasyon Özel Eğitim ve Fizik Tedavi Hizmetleri Ltd. Şti'nde % 50 hissesi olup aynı zamanda şirketin müdürü de olduğunu, davalının şirketteki hissesinin bir kısmını abisi M... D...'e 22.10.2013 tarihinde devrettiğini belirterek davalının yoksulluk nafakasına ihtiyacı olmadığından bahisle davalı lehine hükmedilen aylık 1.000 TL'lik yoksulluk nafakasının dava tarihinden itibaren kaldırılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalının abisi ve şirket ortağı olarak belirtilen M... D...'in şirketin sahibi olup ortağı da olduğunu,abisinin davalıyı psikolojik çöküntü yaşaması nedeniyle şirkete ortak yaptığını, davalının abisi ve diğer ortağının avukat olmaları nedeniyle Avukatlık Kanunu'na göre yetkili müdür olamayacakları için davalıyı şirkete müdür yaptıklarını, davalının şirkete abisi tarafından göstermelik olarak ortak edildiğini, davalının şirket ortaklığı ile gelir elde etmediğini, ekonomik durumunda değişiklik olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.Mahkemece,tanık beyanlarına göre davalının abisi ve ortağının kurduğu şirkette %2 hisse sahibi olmasına karşın göstermelik olarak hissedar yapıldığı,gerçekte davalının çalışmadığından bahisle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.Yargıtay HGK.nun 07.10.1998 tarih ve 2-656-688 sayılı kararında da kabul edildiği gibi yeme, giyinme, barınma, sağlık, ulaşım, kültür (eğitim) gibi bireyin maddi varlığını geliştirmek için zorunlu ve gerekli görülen harcamaları karşılayacak düzeyde geliri olmayanları yoksul kabul etmek gerekir. HGK.nun yerleşik kararlarında "asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması," yoksulluk nafakası bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu kabul edilmemiştir. (HGK. 7.10.1998 gün 1998/2-656 E.,1998/688 K. 26.12.2001 gün 2001/2-1158-1185 sayılı ve 01.05.2002 gün 2002/2-397-339 sayılı kararları).Somut olayda; dosyada mevcut davalıya ait sosyal ekonomik durum araştırma sonucuna göre davalının asgari ücretle çalıştığı tespit edilmiştir. Davalının dosyada mevcut olan ve davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen gazete röportajında şirketin müdürü olarak beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak dosyada bulunan davalıya ait SGK kaydın incelendiğinde ise, davalı çalışmıyor görünmektedir. Dosyadaki bu deliller birbiriyle çelişmekte olup, davalının çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise sürekli geliri olup olmadığı, gelir elde ediyorsa gelirinin miktarı belirlenerek yukarıdaki ilkeler doğrultusunda elde ettiği gelirin yoksulluğu ortadan kaldıracak düzeyde olup olmadığı araştırılarak karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi yerinde görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.