Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10080 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7711 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : MERSİN 3. SULH HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 21/11/2013NUMARASI : 2011/944-2013/1110Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkili aleyhine Mersin 4.İcra Müdürlüğü'nün 2009/833 E. sayılı dosyası ile 30.01.2009 tarihinde icra takibi yaptığını, takibe konu borcun müvekkili tarafından 04.07.2009 tarihinde davalı alacaklıya ödendiğini, ekte sundukları ödemeye ilişkin “feragatname” başlıklı 04.07.2009 tarihli belgede davalının davacıdan hiçbir alacağının kalmadığı ve tüm alacaklarını tahsil ettiğine dair şahitler huzurunda bu belgeyi imzalayıp verdiğini, bu feragate rağmen davalının icra dosyasında davalı alacaklıya ekinde feragatname ile muhtıra gönderildiğini, ancak davalının feragatnameden bilgileri olmadığını belirttiğinden bahisle davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptalini dava ve talep etmiştir.Davalı vekili 24.05.2012 havale tarihli beyan dilekçesinde; Adli Tıp Kurumu'ndan alınan rapordan anlaşılacağı ve çıplak gözle de görüleceği üzere, söz konusu feragatname başlıklı evrakın sonradan ekleme yapılarak tanzim edildiğini savunarak bu nedenle davanın reddi ile davacının %40 kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının ispat yükü kendisinde olmasına rağmen davasını ispatlayamadığından bahisle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Somut olayda; dosyada mevcut Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nin 22.10.2012 tarihli raporunda, 04.07.2009 tarihli "feragatname" başlıklı belgedeki icra dosya numaralarının farklı bir kalem ile yazıldığı belirtilmiş ise de, metindeki yazılar ile tarihin aynı kalemle yazıldığı açıklanmıştır. Bu belge altındaki imzanın da davalı tarafından inkar edilmemiş olmasına göre, bu tarihe kadar olan davacının davalı hakkında yaptığı icra takibinden dolayı davalının davacıyı ibra ettiği de gözönüne alındığında davanın kabulü gerekirken, yazılı belge karşısında tanık dinlenmesi suretiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.