Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10070 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 16787 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : ORDU 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 07/03/2013NUMARASI : 2011/359-2013/103Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacılar vekili dava dilekçesinde, dava dışı alacaklı Akbank tarafından yine dava dışı borçlu K...S...aleyhine başlatılan icra takibi sonucunda dava konusu aracın davacı Nadir tarafından ihale ile 04.08.2010 tarihinde 7.500 TL'ye satın alındığı, aracın 1.973 TL motorlu taşıtlar vergisinin ödendiğini, araç için için zorunlu giderlerin diğer davacı Cengiz tarafından ödendiğini, aracın trafik kaydının davacı Nadir adına yapılması için Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliğine başvurduklarında aracın şase numarasının orjinal olmadığının tespit edilmesi üzerine aracın tescil işleminin yapılamadığını, araştırdıklarında, ihaleden sonra aracın bakımı ve tamirini yaptırdıkları motor ustası ve kaportacı olan davalıların atölyesinde şase numarasının değiştirildiğini öğrendiklerini belirterek, davalıların eylemi nedeniyle aracın tescil işlemi yapılamadığından uğranılan zarar bedeli 20.000 TL'nin davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalılar vekili cevabında, davacı Nadir'in Ankara'dan 2.el(çıkma) araba parçası aldığını, aracın tamiri için davalılar ile anlaştığını, davacı Nadir'in aldığı parçanın araca monte edildiğini, davacıların aracın bakımının yapılmasından 8 ay sonra tescil işlemleri için başvurduğunu, olayda kusurlu olmadıklarını beyan etmiştir.Mahkemece; davanın kabulü ile 20.000 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmü bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.Dosya kapsamından, Bulancak İcra Müdürlüğü'nün 2008/452 E.dosyasında dava dışı alacaklı Akbank tarafından dava dışı borçlu K... S... aleyhine başlatılan icra takibi sonucunda, borçluya ait aracın açık artırma ile satışına karar verildiği, davacı Nadir'in 04.08.2010 tarihinde ihale ile aracı 7.500 TL'ye satın aldığı, trafik kaydına göre aracın halen borçlu K... S... adına kayıtlı olduğu ve davacıların 1.973 TL motorlu taşıtlar vergisini ödedikleri anlaşılmaktadır.Davacıların, aracı İcra Müdürlüğünden teslim almalarından sonra aracın bakım ve onarımı için kaportacı ve motor ustası olan davalılar ile anlaştıkları ve tamir ve bakımı sırasında şase numarasının değiştirildiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.Uyuşmazlık, aracın şase numarasının değiştirilmesinde kusur ve tazminat miktarında ortaya çıkmaktadır.Tanık beyanları, bilirkişi raporu ve diğer delillere göre, dava konusu araca takılmak için davacı Cengiz'in talebi üzerine davacı Cengiz'in eniştesi Ayhan ile davalı Caner'in Ankara, Ostim'den 2.el (çıkma) araba parçası aldıkları, ödemenin davacı Cengiz'in kredi kartı ile yapıldığı, satın alınan araba parçalarından sağ şasenin de değiştirildiği, bu şekilde aracın orjinal şase numarasının değiştirildiği tartışmasızdır.Bu durumda, dava konusu araca sağ şase parçasının takılması ile orjinal şase numarasının bulunduğu parçanın arabadan çıkarıldığı ve bu eylemden davacılarında haberlerinin bulunduğu tespit edildiğine göre olayda davacıların müterafik kusurlarının bulunup bulunmadığı konusunda irdeleme yapılmadan karar verilmesi doğru görelmemiştir.Ayrıca, davacıların talep ettikleri zararın miktarı konsunda araştırma yapılmadan zararın hangi kalemlerden oluştuğuna ilişkin ayrıntılı bilirkişi raporu alınmadan 20.000 TL'nin tahsiline karar verilmesi de doğru değildir.Diğer bir husus da, davada üç davalı bulunmasına rağmen, hüküm fıkrasında "davalıdan" tahsiline yönelik verilen karar da isabetli değildir.Buna göre, mahkemece; açıklanan hususlarda inceleme yapılarak, tarafların delilleri sorularak, kusur ve zarar yönünden bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.