Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10043 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7591 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ : BEYKOZ AİLE MAHKEMESİTARİHİ : 27/09/2013NUMARASI : 2012/1161-2013/812Taraflar arasındaki nafaka davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile davalı kadının 23.6.2011 tarihinde boşandıklarını, boşanma porokolüne göre, davalı eş için 300 TL yoksulluk ve müşterek çocuk için 350 TL iştirak nafakası ödenmesi ve müşterek çocuğun nafakasının da her yıl 50 TL arttırılacağının kararlaştırıldığını, ancak davalının gelir seviyesinin atttığını ve davacının gelir seviyesinin azaldığını beyan ederek, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve müşterek çocuk için boşanma protokolünde kararlaştırılan artış şartının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı savunmasında, davacının kötüniyetli olduğunu, tarafların ekonomik durumlarında bir değişiklik bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, verilen bu hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.Dava konusu uyuşmazlık, yoksulluk nafakasının kaldırılması ve iştirak nafakasının yıllık 50 TL artış şartının kaldırılması talebine ilişkindir.Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, sair temyiz itirazları yerinde değildir.Ancak; TMK. mad. 176/lV hükmüne göre: "Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir."Aynı şekilde 331. madde uyarınca; "durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır."Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemelere göre, iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu gerektirmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar ışığında somut olaya gelecek olursak, dosyanın incelenmesinden, davacının alarm şirketinde teknik servis elemanı olarak çalıştığı, aylık 850 TL gelirinin bulunduğu, davalının ise bir turizm şirketinde 900 TL aylık ile çalıştığı, ailesi ile ile birlikte kaldığı anlaşılmıştır.Hal böyle olunca mahkemece, davalı kadının boşanma davası sırasında, çalışıp çalışmadığı, gelirinin bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılarak, o dava sırasında da, şimdiki gibi bir gelirinin bulunması durumunda, davanın reddine karar verilmesi, eğer davalı kadının boşanma davası sırasında iş ve gelirinin bulunmadığı, boşanmadan sonra çalışmaya başladığının anlaşılması karşısında, "çoğun içinde az da vardır" kuralı gereğince, nafakanın tarafların gelir durumlarına göre hakkaniyete uygun şekilde indirilmesi hususunun düşünülmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.