Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10023 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2034 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : MERSİN 3.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/07/2013NUMARASI : 2012/350-2013/383Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı vekili, müvekkili şirketin, davalı kurumun elektrik abonesi olduğunu, 2004 yılı başında müvekkilinin mekanik sayaçtan elektronik sayaca geçiş yaptığını ve elektrik tüketimini düzenli olarak ödediğini, davalının 28.12.2004 tarihinde hiçbir gerekçe göstermeden müvekkili hakkında ek tahakkuk yaptığını, yapılan itirazdan da sonuç alınamadığını, davalının hukuka aykırı işlemi nedeni ile dava açma mecburiyeti doğduğunu belirterek müvekkilinin ek tahakkuk nedeni ile 19.121,66 TL davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkili tarafından yapılan işlemin doğru olduğunu, davacıya ait ölçü gerilim trafosunun arızalı olduğunun tespit edilmesi üzerine dava konusu ek tahakkukun yapıldığını öne sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece yapılan yargılama sonunda, taraflar arasında elektrik aboneliğine ilişkin sözleşme imzalandığı, davalının davacı hakkında ek tahakkukta bulunduğu, ek tahakkuka davacıya ait gerilim trafosundaki arızanın neden olduğu ve davacının davalıya 19.862.13 TL borçlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı vekilince temyizi üzerine 19.Hukuk Dairesinin 25.03.2010 tarih ve 2009/5939-2010/3399 sayılı kararı ile; "Mahkemece davanın olumsuz tespit (menfi tespit) davası olduğu gözetilerek borçlu olunmayan miktarın belirlenmesi şeklinde hüküm kurulması gerekirken, olumlu tespit şeklinde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davanın kabul ve reddedilen miktarları gözetilerek yargılama gideri ve yargı harcının bu oranlara göre taraflar arasında dağıtılması gerekirken, davalı kurum aleyhinde fazla harç ve yargılama gideri takdirinde de kabul şekli itibarı ile isabet görülmemiştir." gerekçesi ile bozulmuş, bozmaya uyulmak suretiyle yine davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraflar temyiz etmiş olup bu kere 19.Hukuk Dairesinin 07.12.2011 tarih ve 2011/14830-15455 sayılı kararı ile; "Dosyada alınan bilirkişi raporuna davacı vekili gerekçelerini de gösterek itiraz etmiştir. Mahkemece açıklanan bu itirazları karşılar nitelikte bilirkişiden ek rapor alınarak varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesi ile bozulmuştur. Bozma ilamı gereği mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor ile belirlenen 3.742,16 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Ancak, dava 19.121,66 TL kaçak ek tahakkuk bedeli ile borçlu olmadığının tespiti isteminden ibarettir. Bilirkişi raporu ile davacının kaçak ek tahakkuk borcu 19.862,13 TL olarak belirlenmiştir.O halde mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.