Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10019 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8054 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİTaraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların görücü usulü ile evlendiklerini, davacının kendisinden 13 yaş büyük olan davalı ile evliliğin başından itibaren uyuşamadıklarını, davalı kocanın evlilik birliği gereklerini yerine getirmediği gibi davacı eşini dövüp, küfür ve hakaretlerde bulunduğunu bu nedenle davacının ailesinin yanına yerleştiğini belirterek, aylık 250,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, evlilik birliğinin devamı açısından üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; davacının ayrı yaşama hakkına sahip olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. TMK’nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazl??ğa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine Kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197. maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir. Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır. Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (TMK Md. 186/son). Davacı eşin ekonomik durumunun davalı (kocadan) daha iyi olması davalı (kocayı) tedbir nafakası yükümlülüğünden kurtarmaz. Ancak, hükmedilecek nafakanın miktarını tayinde bu husus dikkate alınmak zorundadır. Böylece "hakkaniyet" ilkesine uygun bir nafaka tespit edilebilir (TMK. Md. 4). Somut olayda; davalı koca tarafından...Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi'nin 2011/601 E. 2012/500 K.sayılı dosyası ile açılan boşanma davasında mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda davacı kocanın tamamen kusurlu olduğu anlaşılmakla 18.10.2012 tarihinde davanın reddine karar verildiği, davacının, davalı kocanın evlilik birliği gereklerini yerine getirmediğinden ayrı yaşamada haklılık olgusuna dayalı olarak 24.02.2011 tarihinde tedbir nafakası talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve nafakanın niteliği nazara alınarak davacı lehine "hakkaniyet" ölçüsünde tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu istemin reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.