Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10016 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9908 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİTARİHİ : 25/02/2013NUMARASI : 2011/587-2013/21Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Davacı şirket, davalı kurumun 23.12.2009 tarihinde yaptığı kontrol sırasında kaçak elektrik kullandığı nedeniyle 290.361,13 TL tahakkuk ettirdiğini, şantiye olan işyerinde üretim başlamayan döneme ilişkin olarak bu miktar borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile 290.361,13 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Uyuşmazlık, davalı kurum tarafından kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen faturalardan dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, sayaca müdahale edilerek mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15.madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır. Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. Somut olayda, davalı görevlilerince yapılan kontrol sırasında 23.12.2009 tarihinde kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlenmiştir. Deliller toplandıktan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılmış, alınan raporda saat üzerinde yazılı tüketim miktarına göre 42.508,59 TL borçlu olduğu, kurulu güç x 10 saat x 90 gün x bedel üzerinden 70.915,50 TL borçlu olduğu belirlenmiş, ek raporda da aynı şekilde bildirilmiştir. Yine, 6100 Sayılı HMK.'nun 297.maddesinin 1.fıkrasının (c) bendinde, hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılmasını ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri içermesi gerektiği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu ifade edilmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, mahkemece öncelikle dosyanın önceki bilirkişi dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kuruluna verilmesi, bilirkişi heyetinden davalının davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin, tutanakların düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınması, davalının borçlu olup olmadığı, borçlu ise alacak miktarının bu şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre yukarıda açıklanan HMK 297/c bendine uygun şekilde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.