Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10007 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17488 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : VAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİTARİHİ : 03/06/2014NUMARASI : 2014/198-2014/279Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:Y A R G I T A Y K A R A R IDavacı, davalının haksız eylemi nedeniyle yaralanarak malul kalmasından dolayı uğradığı zararın ödetilmesi amacıyla açtığı davada ıslah ile artırdığı maddi tazminat bölümü yönünden faiz istemediği gerekçesi ile faize hükmedilmediğini, asıl alacağı tahsil ederken faiz hakkını saklı tuttuğunu iddia ederek şimdilik 10.000,00 TL faiz alacağının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını istemiştir.Davalı, süresi içinde verdiği cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş, esas yönden de davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, zamanaşımının dolmadığı kanaati ile istemin kabulüne karar verilmiştir.Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 23.01.2014 tarih, 2013/1139 E.-2014/775 K.sayılı bozma ilamıyla "818 sayılı Borçlar Yasası'nın 131/1. maddesi gereğince asıl borç ödeme veya başka bir nedenle sona ererse diğer fer'i haklar da hükümsüz kalır. Asıl alacağı sona erdiren nedenlerden birisi de asıl alacağın zamanaşımına uğramış olmasıdır. Başlı başına bir hukuki varlığı olmayıp asıl alacağa bağlı fer'i bir hak niteliğinde olan faiz alacağı da asıl alacağın bağlı olduğu yasal düzenlemelere bağlıdır ve asıl alacağa uygulanacak olan zamanaşımı süresi onun fer'i olan faiz alacağına da uygulanır. Diğer bir anlatımla, asıl alacak hakkında zamanaşımı gerçekleştiğinde faiz ve sair fer'i haklar da zamanaşımına uğrar. Davacının faiz alacağına konu ettiği yüksek gerilim hattının koparak yere düşmesi sonucu davacının yaralanması olayı 27/11/1995 gününde gerçekleşmiştir. Haksız eylemden doğan davalarda zamanaşımı süresinin belirlenmesinde BK 60/1-2 maddelerinin uygulanması gereklidir. Buna göre zamanaşımı süresi, zarar görenin, haksız eylem ve failini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl, her halükarda zarar veren eylemin gerçekleşmesinden itibaren 10 yıldır. Eldeki davanın açıldığı 28/04/2011 gününde asıl alacağın bağlı olduğu 1 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri geçtiğine göre asıl alacağın fer'i niteliğinde olan faiz alacağı da zamanaşımına uğramıştır.Mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek zamanaşımı nedeniyle istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yerinde olmayan yanılgılı gerekçeyle, istemin kabul edilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir." denilerek bozulmuş, mahkemece, 4. Hukuk Dairesinin 23.01.2014 tarihli 2013/1179 E.-2014/775 K.sayılı bozulmasına uyularak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince vekalet ücretine yönelik temyiz edilmiştir.Davacı dava dilekçesinde 10.000 TL talep etmiş, bu talebinin 25.09.2012 tarihinde ıslah ederek 354.905 TL çıkartmış, 4. Hukuk Dairesinin bozma ilamı öncesi mahkemece, davanın bu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiş ve davacı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesine rağmen, bozma ilamından sonra mahkemece davanın reddine karar verildiği halde davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir. Bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 4.fıkrasındaki "1.500 TL" rakamı çıkartılarak yerine "26.494,30 TL rakamı yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.