MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSuç : Hırsızlık, mala zarar verme, işyeri dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 27.11.2012 yerine 25.11.2012 olarak yazılması, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiştir.1-Mala zarar verme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 31.03.2011 tarih ve 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'a eklenen geçici 2. maddesi gereğince doğrudan hükmolunan 3000 TL dahil adli para cezasına mahkumiyet hükümlerinin temyizi mümkün olmadığından müdafiinin temyiz isteğinin CMUK'nın 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,2-İşyeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;Dosya içeriğine uygun şekilde işyeri dokunulmazlığını bozma suçunun oluştuğu kabul edildiği ve uygulama maddesinin de TCK'nın 116/2. maddesi olduğu belirlendiği halde, hüküm fıkrasında suçun konut dokunulmazlığının ihlali olarak yazılması mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiş, işyeri dokunulmazlığını bozma suçunun birden fazla kişi tarafından birlikte işlendiğinin anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğa verilen cezanın TCK'nın 119/1-c maddesi uyarınca artırılması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 3-Hırsızlık suçundan kurulan hükmün temyiz incelenmesinde;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;Kolluk tarafından 27.11.2012 tarihinde düzenlenen yakalama, üst yoklama ve muhafaza altına alma tutanağına göre, sanığın marketlere sigara satmaya çalışırken yakalandığında, elindeki sigaraları katılanın büfesinden çaldığını söyleyerek bir miktar sigaranın iadesini sağladığının anlaşılması karşısında; kısmi iadenin gerçekleştiği kabul edilerek, kısmi iadeye rızasının bulunup bulunmadığı katılandan sorulup sonucuna göre sanık hakkında TCK'nın 168/1-4. maddesinde düzenlenen etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağının belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 17/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.