MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK : ...SUÇ : Hırsızlık, Konut dokunulmazlığını bozma, Mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;I- Suça sürüklenen çocuk ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde;Suç tarihinde 12-15 yaş grubunda olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğun eylemine uyan, 5237 sayılı TCK.nun 142/1-b, 116/1, 119/1-c ve 151/1. maddelerinde tanımlanan hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçları için öngörülen cezaların türü ve yukarı sınırına göre, aynı Yasanın 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddeleri uyarınca belirlenen 6 yıllık sürenin, suçun işlendiği 26.08.2005 günü ile hüküm tarihi arasında gerçekleştiği gözetilmeden, suça sürüklenen çocuk hakkındaki kamu davalarının zamanaşımı nedeniyle düşürülmesi yerine yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca halen yürürlükte bulunan, 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, suça sürüklenen çocuk hakkında açılan kamu davalarının, 5271 sayılı CMK.nun 223/8. maddesi gereğince istem gibi DÜŞÜR??LMESİNE,II- Sanıklar Murat ve Dudu hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde ise;Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir, ancak;Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nun 53/1. maddesi uygulanırken, (c) bendinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3.fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar uygulanabileceği, diğer velayet, vesayet veya kayyımlık hakları yönünden ise hapis cezasının infazının tamamlanmasına kadar yoksun bırakılacağı gözetilmeden, sanığın kendi alt soyu dışındaki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan mahrumiyetine karar verilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebepten dolayı 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, ''5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde sayılan hakları ise kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından koşullu salıverme tarihine kadar kullanmaktan yoksun bırakılmasına'' ilişkin bölümlerin hüküm fıkralarından çıkarılarak yerine, ''5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi altsoyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin koşullu salıverme tarihine kadar, diğer haklar yönünden ise hapis cezasının infazının tamamlanmasına kadar uygulanmasına'' karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, III- Sanık ... hakkında kurulan hükümlerin incelenmesinde ise;Olay günü, gündüz vakti, yakınana ait eve mutfak kapsının kilidinin kırılıp, içeride bulunan birtakım eşyaların evin ön??ndeki arabaya taşındığını gören yakınanın komşusu tanık ...'ın ihbarı üzerine aynı gün aracın, içerisinde sanıklar Murat, Dudu ve suça konu eşyaların bir kısmı ile birlikte, arıza yapmış olarak ayçiçeği tarlasındaki tali bir yolda bulunması biçiminde gerçekleşen olayda; sanık ...'nun soruşturma aşamasındaki ifadesinde araç içinde sanık ..., “Kıyma” lakaplı biri ile tanımadığı üçüncü bir şahsın da olduğunu, bunların polisin geldiğini görmeleri üzerine kaçtıklarını belirtmesi, kolluk tarafından yapılan araştırmada “Kıyma” lakaplı kişinin sanık ... olduğunun belirlenmesi, sanık ...'in üzerine atılı suçları aşamalardaki savunmalarında inkar etmesi, sanıklar Ahmet ve Dudu ile aralarında husumet bulunduğunu, olay saatinde mezarlıkta tanık ... ile çalıştığını belirtmesi, tanık Halil'in de bu hususu doğrulaması, araç içerisinde yakalanan bir diğer şahıs olan sanık ...'ın, sanık ...'nun aksine sanık ...'in, araç içinde kendileriyle birlikte olduğu yönünde bir beyanının bulunmaması, araç ile birlikte sanıklar Murat ve Dudu'nun yakalanması sırasında üçüncü bir şahsın kaçtığı yönünde bir hususa da 20.08.2005 tarihli olay ve yakalama tutanağında yer verilmemesi, olayı gören tanık Makbule'nin şahısları teşhis edemeyeceğini belirtmesi karşısında; sanık ...'in üzerine atılı suçları işlediğine dair sanık ...'nun suç atma niteliğindeki soyut beyanı dışında bir delilin bulunmadığı gözetilmeden, mahkumiyetini gerektirir yasal ve yeterli delillerin neler olduğu gösterilmeden yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş sanık ...'in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 20/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.