Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 9182 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 30693 - Esas Yıl 2014
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, mala zarar verme, konut dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Hüküm tarihine kadar yapılan yargılama gideri toplamı, CMK'nın 324/4. maddesinde atıfta bulunulan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 106. maddesindeki terkin edilmesi gereken tutar olan 20 TL'den az olduğu halde yargılama giderinin suça sürüklenen çocuktan tahsiline karar verilmiş ise de, hüküm kesinleşinceye kadar yapılacak yargılama giderlerinin de toplam yargılama gideri kapsamında olması nedeniyle hükmün kesinleştiği tarihte suça sürüklenen çocuktan tahsili gereken yargılama giderinin yukarda açıklanan terkin edilmesi gereken miktardan az olması halinde Devlet Hazinesi üzerinde bırakılmasının infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.Hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin temyiz incelemesinde;Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA, Mala zarar verme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün temyiz incelemesinde;Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir, Ancak;5237 sayılı TCK’nın 50/3.maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkûm olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4. maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın aynı Kanun'un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, “Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen 30 gün içinde seçenek tedbirinin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp ta devam edilmemesi halinde, mahkememizce kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar vereceğinin 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin altıncı fıkrası gereğince ihtarına (Sanık hazır olmadığından ihtarat yapılamadı)” ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkartılmasına karar verilmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.