MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılan hilenin şekli, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Dolandırıcılık suçunun dinî inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle işlenmesi, bu suçun temel şekline göre daha ağır ceza ile cezalandırılmayı gerektiren bir durum olarak TCK'nın 158/1-a maddesinde düzenlenmiştir. Madde gerekçesine göre, burada dikkat edilmesi gereken husus, dinin bir aldatma aracı olarak kullanılmasıdır. Din, bir topluluğun sahip olduğu kutsal kitap, peygamber ve Allah kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı olarak yerine getirmeye çalıştığı ahlaki kurallar bütünüdür. Dini inanç, dine inanan, belirli bir dine mensup kişinin duygularıdır. Bir insanın dini inanç ve duyguları ile doğup büyüdüğü, terbiyesini aldığı ailesi, çevresi ve içinde bulunduğu toplum arasında çok sıkı bir ilişki bulunmaktadır.Bu nitelikli unsurun gerçekleşebilmesi ve suçun oluşabilmesi için, dini kurallara bağlı olanların, önem verdiği değerler, dini inanç ve duygular aldatma aracı olarak kötüye kullanılmalı, bu suretle gerçekleştirilen hile ile haksız bir yarar da sağlanmış olmalıdır.Somut olayda; sanığın depremzedelere yardım toplama bahanesi ile katılanın evine girdiği, katılanın eşinin ve çocuklarının ismini söyleyerek katılanı etkilediği, katılan ve ailesine muska yapılmış olduğu ve bu büyüyü bozacağını, aksi halde oğlunun kaza yapacağını, başına kötü şeylerin geleceğini söyleyip büyünün bozulması için yumurta ve havlu isteyip, yumurtayı kırdırdığı, sonra oğlunun çorabını istediği, katılandan altınları çoraba koyması ve bohça yapmasını istediği, kendisinin bir dolanıp geleceğini, bu sürede bohçayı açmaması gerektiğini, yoksa büyü bozulmaz diyerek katılanın çorabın içine koyduğu altınları bohçaya koyuyormuş gibi yaparak çalması biçiminde gerçekleşen eylemin sanığın hileli söz ve davranışlarla katılanın dini duygularını istismar ettiği, katılandan haksız menfaat sağladığı anlaşılmakla; sanığın eyleminin bu niteliği itibariyle TCK'nın 158/1-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekebileceği ve bu suçla ilgili davaya bakma ve delilleri değerlendirme görevinin ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla esasa ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 1412 sayılı CMUK'nın 326. maddesi uyarınca sanığın kazanılmış hakları saklı kalmak kaydıyla, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 10.05.2016 gününde oyçokluğla karar verildi.
Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar
Ziynet eşyası-belirsiz alacak davası
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
BAŞKANLIĞI
ESAS NO : 2014/13262
KARAR NO : 2015/5108
Y A R G I T A Y İ L A M I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/03/2014
NUMARASI : 2013/626-2014/180
DAVACI :
DAVALI :
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı Da
KAMBİYO SENEDİ NEDENİYLE BORÇLU OLMADIĞININ TESBİTİ- MENFİ TESPİT DAVASI- İSBAT KÜLFETİ -SENEDİN TALİLİ -BORÇ İKRARI
"İçtihat Metni"Taraflar
arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;
Denizli 3.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen
01.02.2012 gün ve E:2010/1442, K:2012/92 sayılı kararın incelenmesi
taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hu
Avukatın takip kesinleştiği halde alacağın tahsili için gereken diğer işlemleri yapmaması görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur
İlk derece mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:Suç tarihinde Ankara Barosuna bağlı avukat olarak çalışan sanığın, 13/10/2008 tarihli vekaletname ile katılanın K.. ve T.. Köyü tüzel kişiliklerinden olan alacağının tahsili amacıyla vekilliğini üstlendiği, Po
Yargıtay
Yargıtay Karar Arama
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ?
Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama
Yargıtay Kanunu
Yargıtay İş Bölümü
Yargıtay Haberleri
Karar Arama
Yargıtay Kararları
Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları
Yargıtay Ceza Dairesi Kararları
BAM Kararları
Danıştay Kararları
Anayasa Mahkemesi Kararları
Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları
Karar Arama Nasıl Yapılır?
Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir?
Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır?
BAM Karar Arama Nasıl Yapılır?
Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır?
Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?