Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8494 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27115 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 4 - 2009/65974MAHKEMESİ : Sivas 1. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 21/07/2008NUMARASI : 2007/847 (E) ve 2008/639 (K)SUÇ : Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Telefonla birden fazla kez 112 acil yardım hattını arayan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 43 maddesi ve tekerrüre esas mahkumiyeti bulunması nedeniyle hakkında aynı Kanunun 58. maddesinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış, 21.07.2007 tarihli tutanakta ismi geçen S..B...’nın talimat yoluyla 19.03.2008 tarihinde dinlendiği anlaşılmakla tebliğnamedeki bu hususa yönelik bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, dosya içeriğine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Ses kayıtlarının bulunduğu CD üzerinde inceleme sonucu verdiği raporu hükme esas alınan bilirkişiye yemin zaptı düzenlenmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nun 64/6. maddesine aykırı davranılması, 2- Olay tarihinde cep telefonu ile 112 acil yardım hattını arayarak telefona bakan S.. B..'ya hakaret içeren sözler söylenmesi üzerine, aynı işyerinde çalışan S.. K..'ın bu numarayı araması üzerine bu kez S.. K..'a da hakaret içeren sözler söylenen olayda, hemşire S.. B... ile sağlık memuru olan S.. K..'ın görevli olup olmadıkları ve hangi statüde çalıştıkları ilgili kurumdan sorularak ve 21.07.2007 tarihli tutanakta ismi geçen Ö..l K.. tanık olarak dinlenerek ve sanığın mağdurlara görevleri nedeniyle mi yoksa görevleri sırasında mı hakaret ettiği tartışılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 3- Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçundan doğrudan doğruya ve gerçek anlamda zarar görmeyen şikayetçi İ.. M..nün kamu davasına katılma hakkı bulunmadığı gözetilmeden, kurumun davaya katılmasına karar verilerek lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi, 4- 5237 sayılı TCK.’nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık hakkını kullanmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 18.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.