Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8489 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 27471 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, işyeri dokunulmazlığını bozma, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1- Suça sürüklenen çocuğun aşamalarda alınan savunmalarında suç tarihinde ve saatinde dışarıya sigara almak için çıktığını kolluk görevlilerinin kendisini yakaladıklarını, atılı suçları işlemediğini savunduğunun ve kolluk görevlilerine yapılan ihbarda verilen eşgal bilgilerine göre suça sürüklenen çocuğun yakalandığının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğa ait parmak izi ile olay yeri inceleme görevlilerince suçta kullanılan tornavida üzerinde bulunan parmak izinin karşılaştırmasının yapıldığına dair dosyada herhangi bir bilgi ya da belgeye de rastlanmadığının anlaşılması karşısında, sözkonusu parmak izinin suça sürüklenen çocuğa ait olup olmadığı tespit edilerek sonucuna göre suça sürüklenen çocuğun hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule göre de;2- Hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan hükümlerde ceza alt sınırdan belirlenmesine karşın mala zarar verme suçundan kurulan hükümde aynı gerekçe ile alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi, 3- Hırsızlık suçundan kurulan hükümde temel ceza alt sınırdan belirlendiği halde, eylemin gece vakti gerçekleştirilmesi nedeniyle TCK'nın 143. maddesi ile yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden üst sınırdan 1/3 oranında artırım yapılması, 4- Mala zarar verme suçu yönünden; TCK’nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkûm olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4. maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.Her ne kadar TCK’nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında TCK’nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 04.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.