Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8478 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 27205 - Esas Yıl 2011





Tebliğname No : 4 - 2009/96281MAHKEMESİ : Diyarbakır 1. Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 07/10/2008NUMARASI : 2007/78 (E) ve 2008/579 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; 1- Soruşturma aşamasında ifadesine başvurulan savunma tanıkları olan Zozan Uslu ve Süleyman Uslu'nun olay günü meydana gelen kamu görevlisine hakaret olayıyla ilgili olarak beyanlarına başvurulmadan eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesi, 2-Kabule göre; a)Sanığın müşteki öğretmene yönelik hakaret eylemiyle ilgili olarak aşamalarda öğretmen olan müştekinin ,oğlu Süleyman'ı dövmesi nedeniyle ona hakaret ettiğini belirtmesi karşısında, hakkında 5237 sayılı TCK.nun 129.maddesinde düzenlenen haksız tahrike ilişkin hükmün uygulanmaması, b)Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK .nun 125/1 maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, c)Sanık hakkında kamu görevlisine hakaret suçundan hüküm kurulurken temel cezanın hapis cezası olarak takdir edilmesine rağmen, 5237 sayılı TCK.nun 50/2 maddesinde “suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının seçenek olarak öngörüldüğü hallerde hapis cezasına hükmedilmişse bu ceza artık adli para cezasına çevrilemez”şeklindeki düzenleme karşısında hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi,d)Adli sicil kaydına göre silinme koşulları oluşmuş sabıkası olduğu anlaşılan sanık hakkında hükümden önce 08.02.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasa'nın 562.maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK.nun 231.maddesi uyarınca ve bu maddenin 6.fıkrasına 25.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6008 sayılı Yasanın 7.maddesi ile eklenen cümle de gözetilerek; hükmolunan cezanın tür ve süresine göre hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı istem gibi BOZULMASINA, sonuç ceza bakımından 1412 sayılı CMUK.nun 326/son maddesinin gözetilmesine 17/04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.