MAHKEMESİ :Çocuk MahkemesiSuç : Hırsızlık, mala zarar vermeHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;... hakkında kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Yüzüne karşı verilen ve yöntemine uygun olarak tefhim edilen kararı, 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süreden sonra 16/07/2013 tarihinde temyiz eden müdafinin temyiz isteminin aynı Kanun’un 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,... hakkında “mala zarar verme” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Mala zarar verme suçundan doğrudan hükmolunan adli para cezasının miktar ve türüne göre; 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun'un 26. maddesi ile 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'a eklenen geçici 2. maddede, Bölge Adliye Mahkemeleri faaliyete geçinceye kadar hapis cezasından verilenler hariç olmak üzere sonuç olarak belirlenen üç bin Türk Lirası dâhil adli para cezasına ilişkin mahkûmiyet hükümlerine karşı temyiz yasa yoluna başvurulamayacağı öngörülmekle, hüküm tarihine göre temyizi mümkün olmadığından, müdafinin temyiz isteminin 1412 sayılı Kanun'un 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE, ... hakkında “hırsızlık” suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 26.03.2013 gün ve 2012/6-1232 Esas -2013/106 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere; “4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 763. maddesi uyarınca suça konu eşyayı bir üçüncü kişiye satmak suretiyle zilyetliği devreden suça sürüklenen çocuğun, satıştan elde ettiği menfaati iade etmeden, üzerinde tasarruf yetkisi bulunmayan eşyayı sattığı yeri göstermesi, etkin pişmanlık olarak değerlendirilemeyeceği gibi, eşyanın satın alınan kişiden alınarak müştekiye iade edilmiş olması da TCK'nın 168. maddesi kapsamında tarafından gerçekleştirilmiş bir iade veya tazmin olarak kabul edilemeyeceği gözetilmeden hakkında TCK'nın 168. maddesi uyarınca cezasından indirim yapılması aleyhe temyiz bulunmadığından; kabule göre ise cezadan indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplere ilişkin TCK'nın 168. maddesinin, yaş küçüklüğü nedeniyle cezadan indirim yapılmasına ilişkin aynı Kanun’un 31/2 maddesinden sonra uygulanması gerektiği gözetilmeden TCK’nın 61. maddesine aykırı davranılması, sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.Dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir, Ancak;TCK’nın 50/3.maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkûm olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4.maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan "... ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği hususunda ihtarat yapılmasına..” ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılmasına karar verilmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.