MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozmaHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;hakkında yapılan yargılama sonucunda, 10/02/2009 tarihli kararla hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar 11/03/2009 tarihinde kesinleşmiştir. Her ne kadar ... 2. Asliye Ceza Mahkemesince suça sürüklenen çocuğun deneme süresi içinde kasıtlı suç işlediği ihbar olunmuşsa da; ihbara esas olan ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 02/10/2012 gün ve 2012/546-755 sayılı kararı ile hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından mahkumiyet hükümlerinin kurulduğu, UYAP üzerinden yapılan incelemede, Salihli 2 Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/546 Esas sayılı dosyasının tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 25/11/2015 tarih, 2014/18210 Esas ve 2015/21726 Karar sayılı ilamı ile mahkumiyet hükümlerinin bozulmasına karar verildiği ve kararın henüz kesinleşmediği ancak, suça sürüklenen çocuğun adli sicil kaydının incelenmesinde; deneme süresi içinde 23.04.2009 tarihinde işlediği mala zarar verme suçu nedeniyle 5237 sayılı TCK'nın 151/1 maddesi uyarınca verilen mahkumiyetinin 24.12.2009 tarihinde kesinleştiği ve hükmün açıklanması koşulları oluştuğundan, hükmün açıklanmasını gerektirmeyen karar nedeniyle hükmün açıklanması sonuca etkili görülmemiş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1- hakkında 10/02/2009 tarihli karar ile 5271 sayılı CMK'nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinden sonra deneme süresi içinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle duruşma açılarak açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması, Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanan hüküm olması karşısında; aynı Kanun'un 230 ve 223. maddeleri gereğince kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile suça sürüklenen çocuğun eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken, açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle, Anayasa'nın 141 ve 5271 sayılı CMK'nın 34. ve 230. maddelerine aykırı davranılarak gerekçesiz hüküm kurulması,2- Kolluk görevlilerince düzenlenen 18/09/2008 tarihli tutanağa ve dosya içeriğine göre, suça sürüklenen çocuğun suça konu eşyalar ile birlikte kesintisiz takip olmaksızın, kolluğun çevrede yaptığı araştırma sonucunda yakalandığının anlaşılması karşısında, suça sürüklenen çocuğun üzerine atılı hırsızlık suçunun tamamlandığı gözetilmeden, teşebbüs aşamasında kaldığı kabul edilerek 5237 sayılı TCK'nın 35. maddesinin uygulanması suretiyle hakkında eksik ceza tayin edilmesi,3- hakkında hırsızlık suçundan, 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 143, 35, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca belirlenen 4 ay 5 gün hapis cezanın, 5237 sayılı TCK'nın 50/1-a maddesine göre günlüğü 20 TL'den paraya çevrilirken 2500 TL adli para cezası yerine hesap hatası sonucu 3000 TL adli para cezasına hükmedilmesi suretiyle hakkında fazla ceza tayin edilmesi,4- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106/4. maddesinde yer alan "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde on birinci fıkra hükmü uygulanır." şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak on sekiz yaşından küçük hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarından hükmolunan hapisten çevrilen adli para cezalarının yerine getirilmemesi durumunda, hapse çevrileceğine dair ihtar yapılmasına karar verilmesi, 5- Katılan ... hakkında 10/02/2009 tarihli duruşmada, katılma kararı verildiği halde gerekçeli karar başlığında katılan yerine müşteki sıfatı ile gösterilmesi, Bozmayı gerektirmiş, müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma sonrası kurulacak hükümde 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesinin gözetilmesine, 02/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.