Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 822 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 18556 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi (Asliye Ceza Mahkemesi)SUÇ : HırsızlıkHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü; 5237 sayılı TCK'nın 7/2 ve 5252 sayılı Kanun'un 9/3. maddesi uyarınca sanık yararına olan hükmün, önceki ve sonraki yasaların ilgili bütün hükümlerinin olaya uygulanarak ortaya çıkacak sonuçların birbiriyle karşılaştırılması suretiyle bulunacağı gözetilip, 5237 sayılı TCK'nın 141 ve 142. maddelerinde tanımlanan hırsızlık suçu ile 765 sayılı TCK'nın 493/1. maddesinde yer alan suçun ögelerinin farklı olduğu, sanığın, gece vakti, müştekiye ait iş yerinin asma kilidini kırarak ve demir korkulukları kesmeye çalışarak hırsızlık amacıyla içeriye girmeye çalıştığı sırada polis ekibinin gelmesi ve sanığı yakalaması şeklinde gelişen olayda sanığın eyleminin, 765 sayılı TCK'nun 493/1, 62, 522. maddeleri ile 5237 sayılı TCK'nın 142/1-b, 143, 35, 116/2-4, 35, 151/1. maddelerine uyan suçu oluşturduğu, işyeri dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme suçları yönünden zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle 5237 sayılı TCK. uyarınca kurulan hüküm açıkça sanık lehine olduğu anlaşıldığından usulüne uygun yasa karşılaştırması yapılmadan karar verilmesi sonuca etkili görülmemiş; sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarının uygulanması hususunda bir karar verilmemesi, anılan madde ve fıkrada belirtilen hak yoksunluklarının uygulanması hapis cezasına mahkumiyetinin kanuni sonucu olup infaz aşamasında gözetilmesi mümkün olduğundan bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1) Sanığın cezasından teşebbüs nedeniyle indirim yapıldığı sırada uygulama maddesinin gösterilmemesi, 2) Sanık lehine olduğu belirlenen 5237 sayılı TCK hükümlerine göre karar verilmesine karşın, 647 sayılı Kanun'un 4. ve 6. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına hükmolunarak, karma uygulama yapılmak suretiyle hükümde karışıklığa neden olunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 25/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.