Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8215 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 26999 - Esas Yıl 2011
Tebliğname No : 4 - 2009/21924MAHKEMESİ : Çubuk Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 16/07/2008NUMARASI : 2008/270 (E) ve 2008/297 (K)SUÇ : Hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın katılan M.. A..'a yönelik hakaret suçunun alenen işlendiği gözetilmeden, sanık hakkındaki cezanın TCK.nun 125/4. maddesi uyarınca arttırılmaması karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, dosya içeriğine, katılan ve tanık anlatımlarına, tespite iştirak edenlerce imza altına alınmış 28.03.2008 tarihli tutanak içeriğine, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 23.12.2010 günlü, 390-278 sayılı katılan M.. A.. hakkındaki beraat kararına göre; mahkemenin sanık hakkındaki kabul ve gerekçesinde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki (1) numaralı bozma düşüncesine, UYAP kayıtları ve katılan Mesut tarafından ibraz olunan Ankara Barosu Başkanlığı'nın 20.02.2012 günlü yazısına göre katılan M.. A..'ın Ankara Barosuna kayıtlı Avukat olduğunun anlaşılması karşısında tebliğnamedeki (2) numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen eylemlerin hakaret ve kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçları olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK.nun 125/1 maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, hakaret ve kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 2- Sanığın suç tarihi itibari ile adli sicil kaydında yer alan önceki mahkumiyetlerinin 3682 sayılı Adli Sicil Yasası'nın 8. maddesi uyarınca silinme koşullarının bulunup 5271 sayılı CMK.nun 231/6-a. maddesi uyarınca engel teşkil etmediğinin ve Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında da kabul edildiği gibi hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde dikkate alınacak zararın mahkemece yapılacak basit bir araştırma sonucu belirlenen maddi zarar olduğu, manevi zararı kapsamadığı, dosya içindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, katılanların sanığa yüklenen hakaret suçundan doğan maddi bir zararının bulunmadığının anlaşılması karşısında, sanık hakkında 5271 sayılı CMK.'nun 231.maddesinin 6.fıkrasının (b) bendindeki “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işleyip işlemeyeceği” hususundaki kanaat ile hükmün açıklanmasının geri bırakılıp bırakılmayacağı hususunun değerlendirilmesi gerekirken, “katılanların sanıktan şikayetçi olmaları nedeniyle....” biçimindeki yasal olmayan ve yetersiz gerekçe ile sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 16.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.