Tebliğname No : 2 - 2009/77191MAHKEMESİ : Siverek 2. Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 23/12/2008NUMARASI : 2008/200 (E) ve 2008/328 (K)SUÇ : Elektrik enerjisi hırsızlığı Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan kurum görevlilerinin yeminli anlatımları ile içeriğinin doğru olduğunu belirttikleri 19.05.2007 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağında; sanığın işyerinde “prizler için ayrı bir hat çekip iki adet buzdolabında kaçak elektrik kullanıldığının” belirtilmesi, tutanakta işyerinin adresinin yanlış yazılmış olmasına karşın keşif sırasında dinlenen sanığın işyerinin adresinin tutanağa yanlış yazıldığını, görevlilerin işyerine gelip tutanak tuttuklarını belirtmesi, tutanakta yazılı olan 9639105 seri numaralı sayacın sanığın işyerinde bulunduğunun ve halen kullanıldığının keşif sırasında tespit edilmesi, bilirkişinin keşif sırasında tespit ettiği kurulu güç ve hesaplama yöntemine göre suça konu işyerindeki aylık ortalama elektrik tüketiminin 94,50 kw olması gerektiği, tutanak tarihi öncesindeki 4 aylık dönemde aylık ortalama tüketimin 39 kw olması, dosyada bulunan tüketim belgelerinden 26.4.2007 tarihi ile tutanağın düzenlendiği 19.5.2007 tarihi arasında sayacın tüketim kaydetmeyip endeksin “9305” rakamını göstermesi, tutanak öncesi ve sonrası dönemdeki tüketim oranları arasında bariz farklılık bulunması, suç tarihi öncesi dönemdeki tüketimlerin işyerindeki kurulu güçle orantılı olmadığının anlaşılması karşısında; uzman bilirkişiden belirtilen dönemde sayacın tüketim kaydetmemesi ile ilgili görüş alınmadan ve bu durumun sebebi sanığa sorulmadan, işyerindeki kurulu güç ile tüketim miktarlarının uygun olduğunu belirten çelişkili bilirkişi raporuna, tutanaktan sonra kaçak düzeneğinin iptal edilmesi üzerine sanığın isteği ile işyerine kontrole gittiğini herhangi bir kaçak elektrik kullanımına rastlamadığını belirten tanık H. Ş. beyanlarına ve işyerinin adresinin tutanakta yanlış yazılmış olmasına dayanılarak eksik araştırma ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi, 2-Kabule göre de “Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı” gerekçesiyle beraat kararı verilmesi gerekirken 5271 Sayılı CMK'nın 223/2.maddesinde yer almayan “sanığın cezalandırılmasına yeter her türlü şüpheden uzak, yasal ve yeterli delil elde edilemediği” biçimindeki gerekçe ile beraat kararı verilmesi ve hükmün gerekçesinde “sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair kuvvetli şüphe oluştuğu” belirtildikten sonra beraat kararı verilerek çelişkiye neden olunması, Bozmayı gerektirmiş katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 02.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.