MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : Hırsızlık, Mala zarar verme, Konut dokunulmazlığının ihlaliHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü;I- hakkında, mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-5237 sayılı TCK.nun 50/3.maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4.maddesinde "Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır." şeklinde düzenleme yapılmıştır.Her ne kadar 5237 sayılı TCK.nun 50/6.maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK.nun 50/6.maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.Bu itibarla mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçları yönünden kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,2-Suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı CMK.nun 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak suça sürüklenen çocuğu savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, ancak bu aykırılıkların aynı Kanunun 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; a)Mala zarar verme ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarıyla ilgili olarak, hüküm fıkralarından; “B-5 ve C-5” teki “Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet başsavcılığınca yapılan tebligata rağmen, otuz gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde, mahkememizce kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceğinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50 nci maddesinin altıncı fıkrası gereğince ihtarına (İhtar edilemedi)” ibarelerinin çıkartılmasına,B)Hüküm fıkrasından yargılama giderleriyle ilgili (Ç-1) nolu bölümün çıkartılarak yerine “ Bu dava sebebi ile yapılan 4 adet davetiye gideri 24,00 TL, keşif gideri 188,72 TL olmak üzere toplamda 212,72 TL.nin suça sürüklenen çocuktan alınarak hazineye gelir kaydına,” ibaresinin eklenmesine, Karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,II- hakkında, hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak;1-Dosya içeriğine göre; suça sürüklenen çocuğun yakınanın konutuna hırsızlık amacıyla girdiğini, ancak bir şey alıp almadığını hatırlamadığını savunması, yakınanın ise, evinden bir şey çalınmadığını ifade etmesi karşısında, sanığa yükletilen hırsızlık suçunun kalkışma aşamasında kaldığı, gözetilmeden suçun ne şekilde tamamlandığı, denetime olanak sağlayacak şekilde karar yerinde açıklanıp tartışılmadan yazılı şekilde tamamlanmış, hırsızlık suçundan mahkumiyet hükmü kurulması,2-Suça sürüklenen çocuğa 5271 sayılı CMK.nun 150/2. maddesi uyarınca, mahkemesince Baroya yazı yazılarak suça sürüklenen çocuğu savunmak üzere bir avukatın görevlendirilmesi nedeniyle, zorunlu müdafii için ödenen avukatlık ücretinin, dosyadaki bilgilerden mali olanaklardan yoksun olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuğa, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6/3-c maddesindeki düzenlemeye açıkça aykırı olarak yargılama gideri olarak yükletilmesine karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 25/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.