Tebliğname No : 2 - 2010/57831MAHKEMESİ : Göle Sulh Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/05/2009NUMARASI : 2007/65 (E) ve 2009/234 (K)SUÇ : Kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Dosya kapsamına göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; I-Sanığın aşamalarda olay günü katılan polis memurlarının kendisini tartakladıklarını ve hakaret ettiklerini savunması, tanıklardan B.. K..’ın “polislerden birinin ben sizi sürüye sürüye ekip otosuna götürürüm dediğini, sanık ekip otosuna yürüdüğü halde bu polisin sanığı eli ile ittiğini” beyan etmesi karşısında bu tanığın beyanına neden itibar edilmediği ve sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nun 129. maddesinin uygulanması gerekip gerekmediği hususu yöntemince irdelenip tartışılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, II-Kabule göre de; 1- Ceza yasasında, hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli yaptırım olarak öngörüldüğü durumlarda mahkemece, öncelikle hapis ya da adli para cezasının neden seçildiğine ilişkin yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeli, daha sonra ise alt ve üst sınırları arasında yasal ve yeterli gerekçe gösterilerek temel ceza belirlenmelidir. Somut olayda sanığa yüklenen suç kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçu olup, hakaret suçunun düzenlendiği 5237 sayılı TCK.nun 125/1. maddesinde hapis ve adli para cezası olarak öngörülen seçenekli yaptırım, aynı maddenin 3-a fıkrasında yer alan görevliye hakaret suçunu da kapsadığından, kamu görevlisine karşı hakaret suçundan, seçenekli yaptırımlardan neden hapis ya da adli para cezasına hükmedildiğinin yasal ve yeterli gerekçesi gösterilip, daha sonra hükmedilen hapis ya da adli para cezasının alt ve üst sınırı arasında temel cezanın belirlenmesinde yasal ve yeterli gerekçe gösterilmesi gerekirken, yalnızca hapis cezasının alt ve üst sınırları arasında temel cezanın belirlenmesine ilişkin gerekçe gösterilmesi, 2- Sanığın katılanlara “sizlerin psikolojileri bozuk, gidip tedavi görün sizin gibilerin bu meslekte ne işi var” şeklindeki sözlerle hakaret etmesi şeklinde gerçekleştiği kabul edilen eylemde; Katılanların soruşturma evresindeki beyanlarında “…ekip arabasının içinde sanığın kendilerine hitaben (sizlerin psikolojileri bozuk gidip tedavi görün sizin gibilerin bu meslekte ne işi var) diyerek sürekli hakarette bulunduğunu” belirtmeleri karşısında aleniyet unsurunun ne şekilde gerçekleştiği yöntemince açıklanıp irdelenmeden hükmedilen cezanın 5237 sayılı TCK.nun 125/4. maddesi uyarınca artırılması, 3- Sanık hakkında 5237 sayılı TCK.nun 125/3-a ve 125/4. maddeleri uyarınca belirlenen 1 yıl 2 ay hapis cezasından aynı Yasanın 43/2. maddesi uyarınca 2/4 oranında artırım yapılırken 1 yıl 9 ay hapis cezası yerine hesap hatası sonucu 2 yıl 4 ay hapis cezasına hükmedilerek sanığa fazla ceza verilmesi, 4- Sanığın tekerrüre esas alınan hükümlülüğünün 3167 sayılı Yasanın 16/1. maddesinde düzenlenen karşılıksız çek keşide etmek suçuna ilişkin olduğu ancak; 31.01.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 sayılı Yasanın 3.maddesi ile değişik 5941 sayılı Yasanın 5.maddesine göre karşılıksız çek keşide etmek eyleminin “çek keşide etmekten yasaklılık” idari cezasına dönüştürülmesi karşısında tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi, 5- 5237 sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen, velayet hakkından vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri yönünden koşullu salıvermeye kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 11.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.