Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7794 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16838 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma, suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesiHÜKÜM : MahkumiyetDosya incelenerek gereği düşünüldü:I- Sanık ... müdafiinin sanık hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Sanık ...'un, 05/03/2008 tarihinde talimat mahkemesince yapılan sorgusunda müdafii istemediğini belirttiği gibi, 5271 sayılı CMK'nın 150/2-3. maddesi gereğince de sanığa zorunlu müdafii atanmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı halde mahkemece, sanığa soruşturma aşamasında atanan müdafiine duruşma gününün tebliği üzerine duruşmaya gelen ve sanığın haberdar olmadığı Av. ...'ün sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmünü temyize yetkisi bulunmadığından; sanık müdafiinin temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, II- Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Yokluğunda verilen ve 25/06/2012 tarihinde, sanığın mahkemedeki sorgusu sırasında bildirdiği ve aynı zamanda mernis adresi olan adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1. maddesine göre usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü, 1412 sayılı CMUK'nın 310/1-2. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süreden sonra 19/07/2012 tarihinde temyiz eden sanığın temyiz isteminin, aynı Kanun'un 317. maddesi gereğince istem gibi REDDİNE,III- Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; 647 sayılı Kanun'un yürürlükte bulunduğu dönemde işlenen suçlar yönünden bu Kanun'un 4. maddesi uygulanmak suretiyle hükmolunan kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezadan çevrilen para cezalarının, anılan maddenin dördüncü fıkrasındaki;"bu hükmün uygulanması, kanun yollarına başvurmada engel teşkil etmez." hükmü uyarınca, miktarına bakılmaksızın temyizinin mümkün olduğu ve kesin nitelikte bulunmadığının anlaşılmakla tebliğnamenin bozma düşüncesine katılınmamış; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.Yapılan duruşmaya, toplanan delillere, gerekçeye hâkimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün ONANMASINA,IV- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; 5237 sayılı TCK'nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi'nin 24/11/2015 tarihinde yürürlüğe giren 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı da nazara alınarak bu maddede öngörülen hak yoksunluklarının uygulanmasının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş; dosya içeriğine göre diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1- 5237 sayılı TCK'nın 6. maddesinin (e) bendinde gece vaktinin, güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat evvele kadar devam eden zaman dilimi olarak tanımlandığı, müşteki Bağdat'ın soruşturma aşamasında alınan beyanın gece saat 22.00 sıralarında uyuduğunu sabah uyandığında hırsızlık hayvanlarının çalınmış olduğunu gördüğünü beyan ettiği, yine müşteki ...'in soruşturma aşamasında alınan beyanında gece saat 02.00 sıralarında uyuduğunu, sabah uyandığında hayvanlarının çalınmış olduğunu gördüğünü beyan ettiği, dosya içerisinde bulunan HTS kayıtlarında sanık ...'e ait cep telefonunun olay gecesi saat 05.15'de Karahanlı/Uşak, 05.42'de de .../Denizli'de sinyal aldığı, müştekilere ait küçükbaş hayvanların Gediz/Kütahya'dan çalındığı ve .../Denizli'de ele geçtiği de nazara alındığında, sanıklara atılı eylemlerin saat 22.00 - 02.00 ile saat 05.15 arasında işlendiği, UYAP'tan alınan güneşin doğuş ve batış çizelgesine göre, suç tarihinde gece vaktinin saat 18.51'de başladığı ve saat 05.42'de sona erdiği, bu suretle hırsızlık ve konut dokunulmazlığını bozma suçlarının gece vakti işlendiğinin anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK'nın 143. ve 116/4 maddelerinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayin edilmesi; 2- Sanık ... hakkında düzenlenen iddianamede, 5237 sayılı TCK'nın 119/1-c maddesinin uygulanmasının istenilmemiş olması karşısında; ek savunma hakkı verilmeden sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 119/1-c maddesinin uygulanması suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 226. maddesine aykırı davranılması,3- 5237 sayılı TCK’nın 50/1. maddesi gereğince sanığın, kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlık ve suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınıp, konut dokunulmazlığını bozma suçundan hükmolunan kısa süreli hapis cezasının aynı madde de sayılan seçenek yaptırımlara çevrilip çevrilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken, "cezanın nitelik ve miktarına göre yasal olanak bulunmadığından" şeklinde yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle sanıklar hakkında aynı Kanun'un 50. maddesinin uygulanmamasına karar verilmesi, 4- Adli sicil kaydına göre tekerrüre esas teşkil eden mahkumiyeti bulunan (... Ağır Ceza Mahkemesi 2002/273 E – 2003/76 K sayılı kararı) sanık ... hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK'nın 58/6-7. maddesi uyarınca, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 5- Mahkemece sanık ... hakkında tekerrüre esas alınan İncirliova Asliye Ceza Mahkemesinin 08/03/2007 tarih ve 2006/323 E 2007/57 K kararının, UYAP üzerinden alınan adli sicil kaydına göre kesinleşme tarihinin suç tarihinden sonra 17/04/2007 olduğunun anlaşılması karşısında, adı geçen mahkeme kararının tekerrüre esas alınamayacağı ve sanığın suç tarihi itibari ile de adli sicil kaydında başkaca bir mahkumiyet kaydının bulunmadığı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 58/6. maddesi gereğince sanık ... hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve buna bağlı olarak denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,6- Sanık ...'ın adli sicil kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan Kuyucak Sulh Ceza Mahkemesinin 2000/33 E - 2002/206 K sayılı kararına konu suçu işlediği sırada sanığın on sekiz yaşını tamamlamadığı, 5237 sayılı TCK'nın 58/5. maddesi hükmüne göre anılan karar nedeniyle sanığın mükerrir sayılamayacağı ve sanığın suç tarihi itibari ile de adli sicil kaydında başkaca bir mahkumiyet kaydının bulunmadığı gözetilmeden, 5237 sayılı TCK'nın 58/6. maddesi gereğince sanık ... hakkında mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve buna bağlı olarak denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,Bozmayı gerektirmiş, sanıkların ve o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 25/04/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.