Nitelikli hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından suça sürüklenen çocuk ...’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b, 116/2, 119/1 -c, 31/2 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 23 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbirine tâbi tutulmasına dair ... Çocuk Mahkemesinin 20/06/2011 tarihli ve 2011/42 esas, 2011/304 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun deneme süresi içerisinde suç işlediğinden bahisle hakkında verilen hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/1-b, 116/2,119/1 -c, 31/2 ve 62. maddeleri gereğince 10 ay hapis ve 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/12/2014 tarihli ve 2014/739 esas, 2014/553 sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 21/12/2015 gün ve 2015/26784-84702 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29/01/2016 gün ve 2015/425975 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun “Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, mahkum olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki 50/3. maddesinin emredici hükmü karşısında suça sürüklenen çocuk hakkında bir yıldan az hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın aynı Kanun’un 50/1. maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde yasal zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesinde,2- Sanığın adli sicil kaydına göre, 5237 Türk Ceza Kanunu’nun 51/1-a maddesi gereğince daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkûm edilmediği ve gerekçede yeniden suç işlemeyeceği yönünde kanaat belirtildiği hâlde, bu kez sanığın sabıkalı olduğundan bahisle cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesinde ve hükümle gerekçe arasında çelişki oluşturulmasında,3- 5237 sayılı Kanun'un 53/4. maddesinde yer alan " Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında, aynı Kanun'un 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilmesinde,isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53/4. maddesinde yer alan "Kısa süreli hapis cezası ertelenmiş veya fiili işlediği sırada onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında birinci fıkra hükmü uygulanmaz." şeklindeki düzenleme karşısında, suça sürüklenen çocuk hakkında, aynı Kanun'un 53/1. maddesindeki haklardan yoksun bırakılmasına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi ve daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve işyeri dokunulmazlığını bozma suçlarından verilen kısa süreli hapis cezalarının, aynı Kanun'un 50/3 maddesi gereğince, seçenek yaptırımına çevrilmesinde zorunluluk bulunması nedenleriyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (OSMANİYE) 3 Asliye Ceza Mahkemesi'nin 16/12/2014 gün ve 2014/739 E -2014/553 K sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309.maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (d) bendinin verdiği yetkiyle, suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızhlık suçundan hükmolunan 10 ay hapis cezasının TCK'nın 50/1-a, 52/2. maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20,00TL'den hesaplanarak 6000TL adli para cezasına çevrilmesine, konut dokunulmazlığını bozma suçundan hükmolunan 5 ay hapis cezasının TCK'nın 50/1-a, 52/2 maddeleri uyarınca günlüğü takdiren 20,00 TL'den hesaplanarak 3000 TL adli para cezasına çevrilmesine, infazın bu miktarlar üzerinden yapılmasına ve her ne kadar gerekçeli kararın gerekçe kısmında ertelemeye ilişkin hükümler değerlendirilirken, kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları olumlu değerlendirildiği halde kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm bölümlerinde sanığın yeniden suç işleyeceğine ve pişman olduğuna dair olumlu kanaate varılamadığı belirtilerek, gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmuş ise de, adli para cezalarında erteleme hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmaması nedeniyle, 5237 sayılı TCK'nın 51. maddenin uygulanmamasına ilişkin bölüm ile aynı Kanun'un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün çıkarılmasına, hükümlerin diğer bölümlerinin aynen korunmasına, 21/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.