Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7645 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 6353 - Esas Yıl 2009





Tebliğname No : 3 - 2007/150678MAHKEMESİ : Nazımiye Asliye Ceza MahkemesiTARİHİ : 14/02/2007NUMARASI : 2007/5SUÇ : Kasten YaralamaDosya incelenerek gereği düşünüldü;Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olduğu anlaşıldığından, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için aranan, 5271 sayılı CMK.nun 231/6. maddesinin (a) bendinde yazılı “kasıtlı bir suçtan mahkum olmama” koşulunun bulunmaması nedeniyle, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği belirlenerek yapılan incelemede;Sanığa Eyüp 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 15.07.2004 tarih, 2003/144 esas ve 2004/400 karar sayılı ilamı ile kasten yaralama suçundan verilen mahkumiyetinin tekerrüre esas alındığı hükmün gerekçesinde belirtildiğinden tebliğnamede 3 numaralı bozma görüşüne, sanığın eşine karşı silahla kasten yaralama suçunda, beden ve ruh sağlığı bakımından kendilerini savunamayacak durumda olan annesi ve çocuklarına karşı kasten yaralama suçlarında 5237 sayılı TCK.nun 86/3. maddesindeki nitelikli hallerden birden fazlası aynı olayda birleştiğinden bu husus sanık hakkında temel ceza tayin edilirken göz önüne alınarak alt sınırın üzerinde ceza tayin edildiği ve aynı olayda birden fazla nitelikli halin gerçekleşmesi halinde 86/3. maddesi uyarınca bir kez artırım yapılmasında bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki 4 ve 5 numaralı bozma görüşlerine, sanığın eve alkollü olarak gelerek eşi olan mağdur Beser’den istediği pantolonun eşi tarafından getirilmemesi nedeniyle aralarında çıkan tartışma sırasında mağdurları kasten yaraladığı olayda, sanığın eşi olan mağdurun pantolonu getirmemesinin haksız tahrik olarak kabul edilemeyeceği gibi, dosya içeriğine göre de, gerek eşi mağdur Beser’in, gerekse diğer mağdurların haksız tahrik oluşturacak başka eylemlerinin de bulunmadığı anlaşıldığından tebliğnamedeki 6 numaralı bozma görüşüne iştirak edilmemiş ve dosya içeriğine göre, sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)- Sanığın çocukları olan mağdurlar Barış ve A.. C.. ile annesi B.. C..’un beden ve ruh bakımından kendilerini savunamayacak durumda olup olmadıkları hususunda doktor raporu alınmadan eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2)-TCK’nun 51.maddesi uyarınca daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis cezasına mahkum edilmemiş olan sanığın suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlığının değerlendirildiği yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeden cezalarının ertelenmesine yer olmadığına karar verilmesi, 3)-Mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirinin ne şekilde uygulanacağı, süresi ve bu hususta karar verecek merci 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108. maddesinde düzenlenmiş olup, aynı maddenin 5. fıkrası ile tekerrür dolayısıyla belirlenen denetim süresinde koşullu salıvermeye ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir. Bu nedenlerle denetimli serbestlik tedbirinin süresinin infaz aşamasında 5275 Sayılı Kanun hükümleri uyarınca belirlenmesinin gerektiği gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin 6. ve 7. fıkraları uyarınca hükmolunan cezanın mükerirlere özgü infaz rejimine çektirilmesine ve hükümlü hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilmesiyle yetinilmesi gerekirken infazı kısıtlar biçimde 5275 Sayılı Kanunun 108. maddesinin 4. fıkrası uyarınca denetim süresinin 1 yıl olarak belirlenmesine karar verilmesi, 4)-5237 Sayılı TCK.nun 53/1-c maddesinde belirtilen kendi alt soyu üzerindeki velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılma güvenlik tedbirinin aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca koşullu salıverme tarihine kadar uygulanabileceğinin gözetilmemesi,Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 15/03/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.